HELİN KAYA
Son yıllarda kadın milli sporcularımızın uluslararası başarıları göğsümüzü kabartıyor. Voleyboldan buz patenine, tekvandodan boksa kadar sporun pek çok alanında gördüğümüz başarılı kadın sporculara bir de pist şampiyonu eklendi. Motor sporlarındaki başarıları ile bilinen Seda Kaçan, son olarak TCR Avrupa Dayanıklılık Şampiyonası’nda takımı TEXACO Team AMS ile DSG kategorisinde, Avrupa Şampiyonu olan ilk kadın pilot oldu…
Kendi tabiri ile ‘halı altına süpürdüğü’ motor sporları tutkusunu 27 yaşında nasıl gün yüzüne çıkardığını ve ardından gelen başarılı Seda Kaçan’dan dinledik.
31 yaşındayım. Kırklareli’nde doğdum ve büyüdüm. Bitmeyen enerjimde Trakyalı olmamın da payı olduğunu düşünüyorum. Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden onur öğrencisi olarak mezun olduktan sonra kurumsal bir şirkette ilk görevime başladım ve şu anda kıdemli marka müdür olarak çalışıyorum.
Daha önce 20 yaşında, yarış pilotu olmak istediğimi bir yarış pilotuna söylemiştim. Eğer zengin değilsem olamayacağımı söylemişti ve ben bu hayalimden vazgeçmiştim. Halı altına süpürdüğüm bu tutkum 27 yaşında tekrardan gün yüzüne çıktı ve bu sefer ne olursa olsun peşinden gitmeye karar verdim. Kredi çekip kendime karting aracı aldım ve başarılı bir karting sezonu sonrası da Türkiye’de bu sporun en tecrübeli isimlerinden biri olan İbrahim Okyay ve takımıyla birlikte otomobile geçiş yaptım.
Herkesin yapamazsın dediği bir şeyin bile eğer yeterince istersen mümkün olabileceğini ve toplumdaki önyargıların, gelen başarılarla birlikte yıkabileceğini, algının değiştirilebileceğini gösterdi bana. Beni en mutlu eden şey de bana kattıklarından çok benden sonraki genç kızlara açtığım yol. Esas değerli olan bu kısım çünkü.
Aslında kadın olduğum için yaşadığım zorluklar değildi beni en çok yaralayan. Çünkü onları bilerek bu işe başladım ve takımımdan çok büyük destek gördüm. Beni en çok hayal kırıklığına uğratan şey başarmak istediklerimi anlattığımda hedeflerime inanan ve bunu başarabilmem için destekleyecek birilerini bulamamak oldu. Umutsuzluğa düştüğüm çok oldu, ama ben tabii ki vazgeçmedim. Çünkü başaracağımı biliyordum ve başarınca da destek bulabileceğime inandım hep.
Yarışlara hazırlanmak işin en önemli kısmı. Motor sporları sanılanın aksine çok fiziksel bir spor. Bunun için haftada 3-4 kuvvet antrenmanı yapıyorum. Pist üstündeki vaktimi olabildiğince verimli geçirmek için yarışacağımız pistlerde simülasyon üzerinde antrenman yapıyorum. Ayrıca bolca yarış ve onboard videosu da izleyerek pistin haritasının çıktısı üzerinde kağıtta neredeyse yer kalmayacak kadar çok not alıyorum. Dersime her açıdan çok çalışıyorum diyebilirim.
Hislerimi tarif etmesi çok zor. Çünkü arkasında o kadar fazla emek, kan, ter, gözyaşı, iniş ve çıkış var ki anlatamam… En başından beri amacım tutkumun peşinden gitmek ve sporda başarının cinsiyete bağlı olmadığını kanıtlamaktı. O yüzden uğruna savaştığım her şeyin en net karşılığı bu şampiyonluk.
Tabii ki var! Bir noktada Türkiye Pist Şampiyonası’na dönerek Türkiye Şampiyonluğu için de yarışmak istiyorum. Paralelde Avrupa’da rekabetçi serilerde kendimi geliştirmeye devam ederek kim bilir belki bir gün dünya şampiyonasında bile yarışıyor olabilirim.
