CEYHUN KUBURLU
Merak etmeyin, çok eskiye gitmeyeceğim, 2013'te atılan bir tohumun filizlerinin ülkede esamesi okunmayan bir branşı nasıl ekole dönüştürdüğünü anlatacağım sadece...
Futbol ülkesiyiz diyoruz ama hâlâ UEFA Şampiyonluğu ve Dünya Kupası 3.'lüğü ile övünüyoruz. 20 yıl geçmiş aradan. Dev statlara, tesislere sahibiz ama planlama, organizasyon, eğitim, altyapı ve yatırımdan uzağız, doğal olarak başarısızız. Bir taraftan ise Voleybol ülkesi olduk, Dünya'da 1 numarayız. Milletler Ligi'nde tüm rakiplerimizi geride bıraktık, kupayı kaldırdık. Kadınlarımız başardı, Filenin Sultanları destan yazdı. Peki bu büyük başarının arkasında neler yaşandı? Nasıl bir program ve planla bu hedeflere ulaşıldı. Her turnuvanın iddialı takımı olabilmeyi nasıl becerdik? Gelin bugün biraz da voleyboldaki zirve yolculuğumuza bakalım...
Kadın voleybolunda kulüpler düzeyinde son 12 yılda adeta uluslararası kupalara ambargo koyan Türkiye, A Milli Takım seviyesinde de dünyanın en büyüğü olmayı başardı. Biraz geriye gidip hafızalarımızı tazeleyelim… 1992 Balkan Şampiyonası, 2005 Akdeniz Oyunları, 2014 CEV Avrupa Ligi, 2015 Avrupa Oyunları ve 2021 İslami Dayanışma Oyunları şampiyonlukları bulunan Filenin Sultanları en büyük başarısını FIVB Milletler Ligi'nde altın madalya alarak elde etti. Türkiye, kadın voleybolunda dünya şampiyonu olarak A Milli Takım seviyesindeki 6. madalyasını elde etti. Ay-Yıldızlı ekip, bu başarısıyla tarihinde ilk kez dünya sıralamasının zirvesinde yer aldı. Bu serüvende elbette kulüp yatırımlarını atlamamak gerek…
Kulüpler düzeyinde 2011'den bu yana Türkiye, 8 kez Avrupa şampiyonluğu elde etti. Bu süreçte VakıfBank, 6 kez ile en fazla şampiyon olan Ay-Yıldızlı ekip oldu. Birer kez de Fenerbahçe ile Eczacıbaşı bu organizasyonda hedefe ulaştı.
Türk takımları, dünya çapında 7 kez şampiyon olarak önemli bir başarı yakaladı. 1991 yılından bu yana Uluslararası Voleybol Federasyonu (FIVB) tarafından düzenlenen Kadınlar Dünya Kulüpler Şampiyonası'nda Türkiye, 3 farklı takımla 7 kez şampiyonluğa ulaştı ve bu alandaki en başarılı ülke oldu. VakıfBank'ın 4 kez ile en fazla şampiyon olduğu organizasyonda Eczacıbaşı 2, Fenerbahçe ise 1 kez dünya şampiyonluğu elde etti. Türkiye, Avrupa'nın 2 numaralı organizasyonu Kadınlar CEV Kupası'nda 5, 3 numaralı turnuvası Kadınlar CEV Challenge Kupası'nda 4 şampiyonluk kazandı. Kulüpler bazında gelen üst üste başarılar, Milli Takım’a da doğal olarak yansıdı.
Peki, tüm bu başarıların sırrı ne? Çok basit... Başarının arkasında doğru planlanmış altyapı yatırımları var. Yapılan yatırımların karşılığında da çok geniş bir oyuncu havuzu var. Hem erkeklerde hem kadınlarda... Bir ekolüz artık voleybolda. Çok geriye gitmeye gerek yok. 2013 yılına dönelim. Voleybol Federasyonu bir devrim yaptı. Voleybol okulu organizasyonu olan Fabrika Voleybol projesini başlattı. Bu kapsamda 6-12 yaş grubundaki çocukları voleybolla tanıştıran federasyon; İzmir'den Eskişehir'e, Kahramanmaraş'tan Tunceli'ye, Lüleburgaz'dan Giresun'a kadar Türkiye'nin 28 farklı noktasında voleybol okullarını hayata geçirdi. Kulüplerle koordineli bir çalışma gerçekleşti. Mesela çoğu kişi bilmez belki ama Ankara'da Voleybol Federasyonu'na ait bir spor lisemiz var. Spor federasyonlarına ait tek eğitim kurumu burası. Eğitimle sporu bir arada götüremiyoruz ya hani pek çok branşta. İşte voleybolda öyle değil. Başarının temel kaynaklarından bir tanesi de bu.
363 öğrenci eğitim görüyor okulda, 202'si yatılı. 5 yıldız otel denginde konaklama hizmeti. Karşılıksız bursla sporcuya destek. Ayrıca ülke çapında 100'ün üzerinde scout ekibi yeni yetenekleri tarıyor. Sonuç ne mi? U-19'larımız Avrupa şampiyonu oldu, U-16 final oynadı. Kulüplerde üst üste kupalar, Milli Takımda destan... Mesele doğru organizasyon, planlama, sabır, istikrar ve eğitim. Gerisini zaten kızlar hallediyor!
