Ceyhun KUBURLU
Hollanda’nın alt yaş kategorilerinde oynayıp U19’da kaptanlık bandını taktıktan sonra Türkiye’den gelen teklif üzerine Ay-Yıldızlı formayı giyen Orkun Kökçü, artık takımın vazgeçilmezlerinden... Ermenistan ile son oynanan Avrupa Şampiyonu Grup Eleme maçında attığı gol ve oynadığı futbolla dikkatleri üzerine çeken Orkun, 29 Aralık 2000’de Hollanda’da dünyaya geldi.
Çocukluk dönemleri için, “Hayatımızda sadece futbol vardı” diyen Orkun, bu yolculuğun başlama hikayesini şöyle anlatıyor: “Abimle birlikte topun peşinden koştururduk. 10 yaşına geldiğimde abim Groningen’in altyapısına girdi. Ben de oradaki yan sahada kendi başıma top oynuyordum. Takımın scout ekibinde yer alan Roland Koeman’ın babası Martin Koeman, tek başıma sağ ve sol ayağımla şut çekerken beni kenardan izlemiş. Yanıma geldi, ‘Sen de antrenmanımıza katılmak ister misin?’ diye sordu. Ben de ‘Tamam’ dedim ve idmanlara başladım. Yani beni ‘Baba Koeman’ keşfetti. Abimi aldılar, beni de beğendiler. Ama Groningen ile bizim oturduğumuz Haarlem’in arası 200 kilometre… Yol çok uzak… Babam da bu durumu önce bir düşündü. Sonra ailecek Groningen’e taşınmaya karar verdik. Babamlar taşınmasaydı abim kulüp tesislerinde kalacaktı.”
Sırasıyla Olympia Haarlem, EDO Haarlem, Groningen’de oynadıktan sonra 13 yaşında Feyenoord altyapısına giren 22 yaşındaki futbolcu, profesyonel sözleşmeye imza attığı 2017-18’den bu yana da Hollanda ekibinin A Takımı’nda forma giyiyor. Hollanda altyapısına vurgu yapan Orkun, “Gerçekten çok üst düzeyde. Ajax’tan mesela çok büyük oyuncular çıktı. Bizden Robin van Persie çıktı. Johan Cruyff gibi büyük bir efsane çıktı. Cruyff’un oynatmak istediği futbolu şimdi tüm Hollanda oynuyor. Demek ki çağın çok ilerisindeymiş… Bu sebeple altyapılar çok iyi… Taktik, teknik ve oyun zekasını geliştirme üzerine çok güzel çalışmalar yapılıyor” ifadelerini kullanıyor.
Türk Milli Takımı’nı seçmesiyle ilgili soruya da net yanıt veren Orkun Kökçü, şunları söylüyor: “Türkiye’den beni bir defa U14’te Almanya’da seçmelere çağırmışlardı ama seçmediler. Sonra Hollanda beni U14’e çağırdı ve seçti. Hollanda’nın U16, U17, U18 ve U19 takımlarında oynadım. U19’da 10 numaralı formamla kaptandım. Çok iyi bir dönemdi benim için… Çok şey öğrendim futbol adına… Benim için çok etkili ve öğretici bir dönem oldu. Türkiye’den teklif geldiğinde karar vermekte hiç zorlanmadım. Vedat İnceefe o dönem U21 hocasıydı. Beni o aramıştı. Haarlem’e gelmiş, beni ziyaret etmişti. Bana, ‘Türk Milli Takımı için U21’de oynamak ister misin?’ diye sordu. Düşünmeden hemen kabul ettim. Küçükken hayal ettiğim bir şeydi Ay-Yıldızlı forma… EURO 2008’de 7 yaşındaydım, efsane maçlar yaşadık. Çok etkilenmiş ve gururlanmıştım. O günlerden beri Türk Milli Takımı’nı hayal ediyordum. Şimdi bu formayı giyiyor olmak çok güzel bir duygu ve bana büyük bir gurur veriyor. 2024 için elimden geleni yapacağım.”
Transfer dönemlerinde hakkında birçok iddia ortaya atılan Kökçü, bu konuya şöyle yanıt veriyor: “Avrupa’nın beş büyük liginden birisinde oynamak isterim. Stilim daha çok İtalya veya İspanya’ya yakın diyebilirim. İdmanlarda ve maçlarda onların seviyesine çok dikkat ediyorum. Daha çok neye çalışmam gerektiğini belirliyorum.”
Başarısındaki etkenlerden bahseden genç futbolcu, ‘En önemlisi annem ve babamın arkamda durmasıydı. Bizim için Haarlem’den Groningen’e taşındılar. Hiç arkadaşımız yoktu. Sadece abimle beraberdim ben. Tüm gün abimle futbol oynuyorduk. Futbol, okul, ev, yemek… Gençler için önemli olan partilerdir. Biz hiç bunları yaşamadık. Özenmedik de. Çünkü annemiz, babamız bizim için büyük fedakarlık yaptılar. Bizim de çaba göstermemiz gerekiyordu. Bu fedakarlık karşısında bizim de bir şeyler yapmamız lazımdı” ifadelerini kullandı.
