OKAN ALTAN
Sanki 12 subwoofer’ın derin bası, çift kübik egzosttan ‘mid’ homurtuların tiz çığlıklara dönüştüğü tipik Ferrari notaları eşlik ediyor ve muhteşem bir ‘topless’ V12’li ile unutulmaz bir sürüş gerçekleştiriyorduk… 812’lerdeki gibi dizginlere hakim olabilmekten korkacak mıydık?..
Sonuçta yazacağımı, en başta yazarak, ayrıntılara sonra geçeyim... Ferrari’nin yeni Super GT’sinin Superfast’tan daha hızlı ve çılgın, üstelik üstsüz şeklinin de GTS’den çok daha üstün olacağı bekleniyordu. Fakat, daha sessiz, daha konforlu ve kullanım keyfi çok daha kolay bir süper Ferrari güzeliyle karşılaştık.
Daha yumuşak, daha sade, yolda daha hızlı ve çevik hale getirilmiş bir önden motorlu, arkadan itişli yeni Ferrari efsanesi 12Cilindri, kullanırken hiç zorlanmayacağınız, sakinlikten yüksek nabıza doğru çok kolayca çıkarabileceğiniz, Superfast ve GTS’lerdeki gibi stres yaşamayacağınız, yeni bir safkan Cavallino Rampante olarak, Avrupa kıtasının en batı ucunda Cascais’te bizleri bekliyordu. Mühendis ve tasarımcılardan briefleri alıp, hemen Cabo de Roca ve Sintra’nın kuzeyine Atlantik Okyanusu kıyısında uzanan virajlı yollara daldık. İşte, Ferrari’nin gerçek özü, safkan bir yarış atıyla, eski nesil otomobilciliğin zirvesine tırmanmanın, ne elektrik ne de turbo desteği olmadan, tümüyle atmosferik 9.500’e kadar devirlenmenin eğlencesini yaşıyorduk.
812 GTS’in halefi, doğal nefesli fakat upgrade 6.5 litrelik dev V12’li 12Cilindri Spider’ın ismi, LaFerrari veya Maranello gibi eskiler kadar havalı olmasa da, doğrudan önündeki motora vurgu yapıyor. Ferrari’yi Ferrari yapan 1947’den beri üretilen 12 silindirlilerin sonuncusu…
812 GTS’in doğrudan yerine geçen ‘Dodici Cilindri’ Spider’ın öncelikle “aşırı yakışıklı” olduğunu söylemeliyiz. Atmosferik V12’sinin adeta sınırsız devirlenmesine de aşık olduğumuzu ve rafine sürüşünün de başımızı döndürdüğünü…
Direksiyondaki dokunmatik kapasitif marşa bastıktan sonra ilk hırlamaların klasik V12 melodileriyle devam etmesi, sonra 9.500 devire doğru gürlemelerle mest olmanız, en iyi şekilde üstü açık haliyle ilerlemeye başladığımızda yaşanıyor… Sert okyanus rüzgarlarıyla Spider’ın yarı yükseklikteki ince arka camından gelen şiddetli türbülans da senfoniye eşlik ediyordu... Fakat ense hizasından gelen ısı ventilasyonu da üşütmenizi engelliyordu… Selefinden bile daha “cool” bir mekanik canavarda oturduğunuzu, çevreden gelen bakışlardan da anlayarak, havanızla saçlarınıza vuran sert rüzgarlar iç içe geçiyordu…
Yeni üstsüz GT'nin stili, markanın zengin geçmişine yaslansa da, kesinlikle retro olmayan, hatta ultra modern görünüme ulaştırılmış. Ön kısımda 365GTB/4 Daytona'ya gönderme yapılmış olsa da, maskelenmiş farlar ile sanki gözleri olmayan bir “yüzsüz” kozmik tasarım düşünülmüş. Tavanlı halinden çok başka geleneksel uçan payandalarla ayrışan üst tasarımı, abartılı arka formla bütünleştirilmiş. Şişkin çamurluk kemerlerinin altındaki 275/35 R21 ön ve 315/35 R21 arka lastiklerin takılı olduğu klasik Ferrari jantlarının modernize şekilleri de, markanın tüm genlerini devam ettiriyor.
Dev arka kanadın yerine arka firar köşelerinde iki ayrı flapın, 60 ila 300 km/h hızlarda gerektiği anda ayrı ayrı açılıp kapanma seremonisini ise, aracı kullanırken maalesef sadece arkadan gelebilenler izleyebiliyor…
Rahat fakat vücudu tam tutan koltuklara yerleştiğinizde karşınızda Prosangue ile artık standart olan çift kokpit tasarımı ve üç göstergenin sürücü için 15,6 ortada 10,3 ve yolcu için 8,8 inç ekranları duruyor. Dokunmatik kaydırmalı tuşlamaların yanında fiziksel Manettino’nun Islak, Spor, Yarış, CT Kapalı ve ESC Kapalı seçme şansı ise yine de doğru yerde duruyor…
Kaputun altındaki, 812 Competizione’den bildiğimiz turbosuz, süper şarjörü ya da elektrik desteği olmayan, fakat yüzde 40 daha hafifletilmiş titanyum biyel kolları, pistonlar ve kamlar ile ağırlığı düşürülmüş, 13,5:1 sıkıştırma oranlı 6.496 cc’lik 65 derece açılı V12 F140HD motorunun 9.250 devirde 830 HP ve 7.250 1/min’de 678 Nm verilerinin ne anlama geldiğini, virajlardan çıkıp otobana girdiğinizde bir bir öğreniyorsunuz. Yarış modunda tam olarak keskinleşen güç aktarma organları haritasıyla, şanzımanda her yeni oran devreye girdiğinde aracı adeta sarsarak ileri ittirmesi de, çok başka bir güç gösterisiydi… Farklı stratejiler kullanan Side Slip Control yazılımının 8’inci nesliyle bu yarış modunda, traksiyon kontrolünü devre dışı bırakan “CT kapalı” moduna geçseniz bile, sizi yine de kurtaracak bir savunma katmanıyla eksik olan yeteneğiniz telafi ediliyor ve abartılı power slide’lara kalkışabiliyorsunuz. Fakat ESC’yi de devre dışı bırakırsanız, o zaman “bilek” kabiliyetinizle baş başa kalırsınız.
Torsiyonel rijiditesi 812’lerden bile daha sertleştirilmiş yeni Spider’ın aluminyum bir uzay şasi mimarisinde ön aksın arkasına yerleştirilmiş bu dev motoru dizginleyen, 812’den yüzde 30 daha hızlı ve daha kısa oranlı yeni 8-ileri çift kavramalı F1 DCT transaks, kısmen arkaya monte edilmesiyle de ön-arka ağırlık dağılımını 48/52 yapmış.
Kuru ve açık havada lastikleri ısıtarak başlayan 12Cilindri Spider sürüşümüzün, aniden gelen karanlık bulutlarla sağanak yağmur altında keyifsizleşmesi, sağ ayak hareketlerimizi artırarak, uzun mesafeli gaz pedalının görkemli V12’nin bitmeyen kuvvetiyle daha hassas oynamamıza ve hiç beklemediğimiz çok farklı bir kontrol eğlencesinin başlamasına neden oluyordu.
Egzost çıkışlarının aynı uzunlukta ve katalitik konvertörlerininin arkasındaki revize akustik susturucuları, motordan aldığınız gücü yüksek notalara çevirirken, keşke arkadan daha çok patlamalar duyacak bir egzost ses modu olsaydı diye hayal ettiriyordu. Kayganlaşan zeminde sürüş destek sistemleri de devredeyken düşük hızlarda 3 bin devrin altında ses adeta kısılıyor gibiyken; müziğimiz, 4 binlerden itibaren yükseldikçe yükseliyordu.
Islakta gaza aniden yüklendiğinizde; V12, tüm gücünü yığmaya başlarken, yol tutuşunun pes etmeye başladığını biraz hissediyorsunuz… Bu da anormal değildi, elbette… Yine de pür dikkat ilerlerken, aracın tüm traksiyon elektroniği ve rakiplerinin aksine birbirinden bağımsız ve ihtiyaca göre çalışan yeni nesil arka teker açılandırma veya Ferrari dilinde Sanal Kısa Dingil Mesafesi sistemi güveninizi yükseltiyordu. Anında tepki vermesiyle ıslak zeminli dönüşlerde kaymaya başladığınızda da; arka taraf toparlanıyor ve virajları hızla geçmenizi sağlıyordu.
Nehir gibi suların aktığı yollarda yuvarlanma, fazlasıyla önden kayma ile boğuşurken, aşırı hassas direksiyon ve bozuk zeminleri yumuşatan manyetorheolojik amortisörlü suspansiyon, daha esnek sürüş rahatlığı getiriyordu. Bu arada 812’den 2 cm daha kısa dingil mesafeli olmasının ve adaptif suspansiyon sisteminin, bu topless’ın çevikliğine fark edilir büyük bir artı kazandırdığını da söylemeliyiz. Ancak; kusursuz sönümleme ve genel sertliği, tepe noktasına doğru açı yaptığınızda bile yeterince yumuşak kalıyor.
Motor yönetim sistemi ve Ferrari'nin aspire tork şekillendirmesi ATS, 3. ve 4. viteslerde torku kısarak ve kuvvet crescendo’sunu doğrusal tutarak, “sonsuz hızlanma" hissi sunmak üzere hazırlanmış. 128 HP/lt değerli 12Cilindri Spider, 340 km/h’nin de ötesine hızlanmaya devam ederken, önce 0-100 km/h için 2,95 ve sonra 0-200 km/h için 8,2 saniyeyle gülümsetiyor. Önde 368x223x38 arkada 360x233x32 mm’lik karbon-seramik rotorlarla pedala minimum bastığınızda bile ABS Evo ile kendinden çok emin frenaj sunarken, 100-0 km/h yavaşlamada 31,4 metre ve 200 km/h’den durmaya 122 metrelik deselerasyon kabiliyeti sunuyor.
Konsoldaki üç yollu metal plakadan geri, otomatik ve manuel vitesler ile Launch modlar arasında geçiş yapıp, yol boyu direksiyon altındaki vites pedallarıyla oynarken, 14 saniyede pop-up tavanı açıp kapatırken, Türkiye’deki fiyatını 1,4 milyon Euro’ya çıkaran ÖTV sistemimize bir kez daha kızıyorduk…
Olağanüstü güç ve performans ile bu vahşi canavarın, centilmen sürücüler için diye sunulmasının ise, tüm hızın ipeksi ve düzgün çıkmasıyla ilgili olabilir…