Fatoş BOZKUŞ / HAFTA
Big Chefs Yönetim Kurulu Başkanı Gamze Cizreli, 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinden dakikalar sonra Diyarbakır’daki akrabalarından aldığı telefonla afetin büyüklüğü ve etki alanı konusundan haberdar oluyor. Restoran sahibi bir girişimci olarak da Cizreli’nin ilk işi o bölgedeki kişilerin gıda ihtiyacına çözüm üretmek oluyor. Hatay’a gidip oradaki ihtiyaçları yakından gören Cizreli, artık kalıcı refah için çalışma zamanı olduğu görüşünde.
Bölgedeki göçün büyük bir probleme neden olacağını düşünen Cizreli, “Göçün önüne geçmek için ise deprem bölgesindeki insanları hayata tutundurmak ve kalıcı refah sağlamak için çalışmalar yapmak gerekiyor” diye konuşuyor. Hatta bunun için de kolları sıvamış bile.
Bir yandan kırsalda kurtarılan ürünlerin satışını sağlayıp depremzedelere can suyu oluşturmak için çalışmaları koordine eden Cizreli, bir yandan da Uzun Çarşı’daki gıda bölümünü yeniden ayağa kaldıracak prefabrik satış üniteleri kurmak için çalışıyor.
Sözleşmeli tarım için markalar ve TURYİD üyelerine de çağrıda bulunan Cizreli, ortak akılla projeler üretip o bölgeyi yeniden canlandırmak gerektiğinin de altını çiziyor.
Geçen hafta Forbes’un Abu Dhabi’de yapılan ‘Avrupa Ortadoğu ve Afrika 50 yaş üstü 50 kadın lideri” ödül gecesinde ödül alan iki Türk’ten biri olan ve gecede bir de konuşma yapan Cizreli, ödül almaya gelen tüm kadınlardan da bölgeye destek olmalarını istediğini söylüyor.
11 ilimizi etkileyen bir deprem felaket geçirdik... Yaralarımızı hala sarmaya çalışıyoruz. Bu acı haberleri öğrendiğinizde, ilk yaptığınız hamleler neler oldu?
Ben Diyarbakırlıyım. Ailemin bir kısmı Diyarbakır’da yaşıyor. O gece depremden hemen sonra arayıp büyük bir deprem olduğunu ve ciddi bir yıkım olduğunu söylediler. Bölgede yer alan restoranlarımızda çalışan arkadaşlarımızın sağlık durumunun iyi olduğunu öğrendik. Sonra bir daha bölgeye ulaşmamız pek mümkün olmadı. İlk refleksimiz yemek yapmak, karınları doyurmak üzerineydi. Diyarbakır’da ihtiyaç azdı. Kuzenlerim, akrabalarım gerekeni yapıyorlardı. Ticaret odaları ve belediyelerle konuştuktan sonra Hatay’da çok ihtiyaç olduğunu gördük. Hemen buradan kumanyalar yaparak TIR’lara yerleştirdik, battaniyeleri de koyarak akşam TIR’ı yola çıkardık. Ardından Hatay’a gidemeyeceğimizi anladık, Adana’ya gittik. Orada bizim şubemiz var. Meslektaşlarımız da mutfak kurmuştu. Üç gün benzer kumanyaları ve sıcak yemeği kamyonlara yükledik. Sonra İskenderun’da iki yerde mutfak kurduk. Yemek yapmak için sektör büyük bir dayanışma içinde çalıştı. Rekabet yoktu, paylaşım vardı.
Sonra siz de Hatay’a gittiniz, değil mi?
Evet, 6’ncı gün gittim Hatay’a. Ne yazık ki o televizyonlarda gördüğümüzden daha büyük bir acı ve yıkım vardı. Sevdiklerini kaybedenler, enkaz başında bekleyenler… Büyük bir acı… Biliyor musunuz biz geçen yıl 1 Mart’ta Hatay’daydık. Menümüze 6-7 kalem ürün koymuş, oradaki üreticilerden satın alım yapıyorduk. Dolayısıyla Uzan Çarşı ve esnafla gönül bağımız oluşmuştu. Üreticilerimizin bazılarını kaybettik ne yazık ki. Oradaki üreticilerle konuşunca başka ihtiyaçlar da olduğunu gördüm. Barınma ihtiyacı gibi. Örneğin bahçesi ve hayvanı olanlar bırakıp çadır kente gelmek istemedi ve çadır ihtiyacı oldu. Onları tespit edip, organize etmeye çalıştık. Bir yandan üreticilerin elinde ürünleri kalmıştı. Onları satmak için organize perakendecilerle konuştuk. Oradaki üreticilerle konuşup doğru kişilere ulaştırmaya çalıştık. Ama beni en çok üzen üreticilerin başka şehre gitme planı yapmasıydı.
Ne yazık ki birçok insan zorunlu olarak başka şehirlere göç etmek zorunda kaldı…
Deprem bölgesinden göç etmek geçici diye dillendirilse de bölgede bir hayat ve umut olmazsa kalıcı olacak. Şehirlerin demografisi değişecek. Deprem bölgesindeki insanların hayata tutunmasını sağlamak gerekiyor. Bizim ilk tepkimiz karın doyurmaktı ama şimdi kalıcı refah zamanı. Biz onun için de çalışmaya başladık.
Neler yapıyorsunuz bu konuda?
İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası önderliğinde bir çağrıda bulunduk. Başkan Hikmet Çinçin görevi bize verdi. Kırsalda kurtulan ürünleri listeliyoruz. Big Chefs’in satın alma ekibi bunları bir veri tabanında topluyor. Bu stokları değerlendirme konusunda biz öncülük yapıyoruz. Ama hepsini biz değerlendiremeyiz. Tüm Horeca sektörü kullanabilir. Şimdi belediye veya valiliğe ait bir lojistik merkezinde toplanacak ürünler. İBB ve Beltur’un bölgeden boş gelen TIR’larıyla ürünler dağıtılacak. Üretici için bir can suyu olsun bu satıştan kazandıkları para. Eş zamanlı olarak Uzun Çarşı’nın gıda alanındaki üreticilerini, çarşı yeniden inşa edilene kadar, geçici bir yerde bir araya getirelim istedik. Prefabrik satış ünitelerinden oluşacak ve önemli bir kavşakta konumlanacak bu çarşı için Konya’da bir üreticiye 76 tane konteyner siparişi verdik.
Uzun Çarşı’yı yeniden ayağa kaldırma projesinde sizinle birlikte kimler yer alıyor?
Burdur Valisi Ali Arslantaş bölgede ticaretin tekrar canlanması için geçici göreve çağırılmıştı, Hatay’a. Ali Bey, Hikmet Çinçin ve ben oturup bu projeyi çalıştık. Valilik, kırsala gidip gelenlerin yollarının kesiştiği bu kavşakta iyileştirme ve alt yapı çalışmalarını başlatacak. 10 konteyneri biz aldık. TÜRYİD’e çağrıda bulundum. Herkes gücü yettiğince katkı sağladı. 20- 25 gün içinde kuracağız. Trendyol’la da konuşuyoruz. Onlar da orada bir ofis kuracak. Komisyon almadan Uzun Çarşı alt başlığı açıp, sipariş edilen ürünleri alıcılara ulaştıracak. Bunlar göçü önleyecek projeler. Sonra ihtiyacı olan diğer illerde de benzer çalışmalar yapabiliriz. Çünkü bizim çok hızlı bir şekilde bölgeden ayrılanları geri döndürmek için umut ışığı yakmamız gerekiyor.
Bunun için başka neler yapılabilir?
Sözleşmeli tarım konusunun önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda da üreticilerle çalışmalar yapılabilir. Şimdi Karakılçık buğdayı üreticileri ile büyük bir makarna üreticisini bir araya getirdik. Onlar üretim yapacak, biz o ürünü menülerimize koyacağız ve market kanalıyla da nihai tüketiciye ulaşacak. Farklı ürünler için de benzer anlaşmalar yapılabilir. Büyük gıda üreticileri ve markaların bu tarz projeleri hayata geçirip bizleri de oyunun içine sokarak katma değer yaratması lazım. Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TÜRYİD) bu tarz projelere destek olmaya hazır.
Aslında herkes iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışıyor ama koordinasyon ve kaynakların doğru kullanılması çok önemli. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Kesinlikle. Büyük kurumsal şirketler proje üretmek için sürekli toplantılar, strateji sunumları yapıyor ama henüz bir icraat yok. Bir ay geçti. Ben bağış zamanının geçtiğini düşünüyorum. Artık ortak akılla bir araya gelip proje üretmek gerekiyor. Bu felaketten en çok etkilenenler kadınlar oldu. Biz Uzun Çarşı’daki 76 konteynerde kadın üretici ve girişimcilere de yer vereceğiz. İnşallah işe dönmek isteyen çok olur. Ben bundan sonra bölgedeki insanların hem travmalarını atlatmaları hem de işe yaradıklarını grmeleri için üretimin teşvik edilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda kurumların ve STK’ların dayanışma içinde çalışması önemli.