Gülseren ÜST POLAT
Haftalardır tekrar tekrar işittiğimiz bir cümle var: Depremi engelleyemeyiz ama bir felakete dönüşmesini önleyebiliriz… Siyasi ‘erk’ten yerel yönetime, şehir planlamacısından yer bilimcisine, mimarından müteahhidine, mühendisinden tedarikçisine herkese bu anlamda görev düşüyor elbette. Peki ya bizlere düşen görev ne? Malum, deprem geliyorum demiyor ve geldiğinde hazır değilseniz bedelini sadece yıkılan binalarla değil yitirilen hayatlarla da ödetiyor. NG Araştırma depremden kısa bir süre önce 7-22 Aralık 2022 tarihleri arasında insanların depreme ne kadar hazırlıklı olduğunu ve konu hakkındaki bilgilerini ölçen bir araştırmaya imza atmış. Bu araştırmanın sonuçları diyor ki: Katılımcıların yüzde 5’i depremle ilgili herhangi bir bilgiye sahip değil. Yüzde 25’i yaşadıkları evin depreme ne kadar dayanıklı olduğunu bilmiyor. %37’sinin yaşadığı binada daha önce deprem dayanıklılık testi yapılmamış. Yüzde 45’inin evinde deprem çantası yok. Bu veriler bireysel olarak depreme ne kadar hazırlıklı olma(ma) durumumuzu gösteriyor sanırım. Bence araştırmanın en can alıcı noktası ise katılan her 10 kişiden 1’inin daha önce depremde bir yakınını kaybetmiş olması… Ne kadar ders al(ma)dığımız ortada… Umarım bu sefer bir şeyler değişmiştir.
YÜZDE 2
Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şakir Erdoğdu’nun araştırmasına göre; suya maruz kalan bir bina, 5 yılın sonunda taşıma kapasitesinin yüzde 50’sini, 15 yılın sonunda yüzde 90’ını, 24 yılın sonunda ise tamamını kaybediyor. Yani herhangi bir deprem ya da dış etken olmadan bile sadece donatı korozyonu ile bir yapının çökmesi söz konusu. İBB Hasar Tespit Komisyonu tarafından yapılan incelemeler sonucunda, yüzde 79’u hasarlı bulunan 55 bin 651 konut ve işyerinin yüzde 64’ünde korozyon tespit edilmiş. Türkiye’de Binalarda Su Yalıtımı Yönetmeliği 5 yıl önce yürürlüğe girdi. Yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2018’den itibaren inşa edilen ve zorunlu olarak su yalıtımı yapılan bina sayısı ise toplam yapı stokunun sadece yüzde 1,5-2’sini oluşturuyor. Bu bilgiler İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu’nun deprem haftası nedeniyle yayınladığı mesajdan satır başlarıydı. O mesajda bir bilgi daha var. Ülkemizde 30 yıllık binaların ömrünü tamamlamış olarak göründüğü, oysa binalarımızın ömrünün en az 80 yıl olması gerektiği...
YÜZDE 80
Gemilerle çarpışan mavi balinalar, köylerdeki ekinlere baskın yapan Afrika filleri ya da köylerin içine kadar giren Sumatra kaplanı… İklim krizi yiyecek, su ve sağlıklı yaşam alanlarına ulaşmayı zorlaştırıyor, hayvanları ve insan popülasyonlarını yeni yaşam alanlarına gitmeye zorluyor. Washington Üniversitesi tarafından yürütülen bir çalışmaya göre bu, insan-yaban hayatı çatışmalarında artış, kişisel mülke zarar verme ve insanlar için geçim kaynaklarının kaybı anlamına geliyor. Nature Climate Change'de yayımlanan makaleye göre, Antarktika hariç her kıtada ve beş okyanusun tamamında 49 insan-yaban hayatı çatışması vakası incelenmiş. 2,5 mg sivrisineklerden 6.000 kg Afrika fillerine kadar, çatışmalar tüm büyük vahşi yaşam gruplarını (kuşlar, balıklar, memeliler, sürüngenler ve omurgasızlar) kapsıyor. Vaka incelemelerinin yüzde 80'inden fazlasında sıcaklık ve yağıştaki değişiklikler en yaygın çatışma etkenleri olarak gösteriliyor. Çatışmalarda, insanlarda yüzde 43 oranında ve hayvanlarda yüzde 45 oranında yaralanma veya ölüm yaşandığı görülüyor.
35 ÜLKE
İnternet hakları grubu Access Now ve #KeepItOn koalisyonu tarafından yapılan araştırma, 2022'de 35 ülkenin, internet hizmetlerine erişimi kapattığını gösteriyor. Araştırma geçen yıl yaşanan 187 kapatmayı belgeliyor. Bu kapatmalar, grupların 2016'da internet kesintilerini belgelemeye başlamasından bu yana tek bir yıldaki en yüksek sayı olan 35 ülkede yaşanmış. Kapanmaların çoğunun protestolar, çatışmalar ve insan hakları ihlalleri iddialarıyla tetiklendiğini gösteren araştırmaya göre Hindistan, 2022'de en az 84 internet kesintisiyle en fazla kesintinin yapıldığı ülke. Kesintilerin çoğu da uzun süredir siyasi istikrarsızlığın pençesinde olan tartışmalı Jammu ve Keşmir bölgelerinde yaşanmış. Rejim karşıtı protestoların yaşandığı İran’da ise 18 kez bu uygulamaya başvurulmuş, Myanmar’da ise bu sayı 7. Rusya’nın ise Ukrayna'da interneti kesmek için 22 kez füze saldırıları ve siber saldırılar kullandığı belirtiliyor. İnternet erişimini kapatan hükümetlerin çoğu, muhalefetle karşılaştıklarında iletişim kesintilerine başvuran hükümetler.
700 MEGA TON CO2
Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, SUV satışlarında devam eden küresel artışın hava kirliliğine katkısı 2022'de yaklaşık 1 milyar ton karbondioksit oldu. The Guardian’da yer alan habere göre SUV araçlar geçen yıl Birleşik Krallık ve Almanya'nın ulusal emisyonlarına eşdeğer oranda emisyon üretti ve SUV'lar bir ülke olsaydı, dünyayı en çok kirleten altıncı ülke olurdu. Normal arabalardan daha büyük ve ağır olan bu araçlar, diğer binek otomobillerinden ortalama %20 daha fazla yakıt kullanıyor. 2022'de artan SUV sayısı, küresel petrol talebindeki artışın da üçte birinden sorumlu tutuluyor. Üstelik yılda 700 mega ton CO2 yayan bu araçların IEA verilerine göre kullanımı da giderek artıyor. 2012'de yeni arabaların %20'si olan SUV araçlar geçen yıl tüm arabaların %46'sına yükselmiş durumda. 2022'de satılan altı SUV'dan yaklaşık birinin elektrikli olduğunun altını çizen IEA uzmanları, “Elektrikli SUV'ların popülaritesi artıyor ancak daha geniş filonun artan yağ tüketimini ve emisyonlarını dengeleyecek kadar hızlı değil” diyorlar.