Türkiye’nin önde gelen elektrik taahhüt şirketlerinden biri olan ORGE Elektrik’in CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nevhan Gündüz, Hataylı iş insanlarından. Her ne kadar Hatay’da doğsa da çocukluğu İstanbul’da geçmiş…
Çok yaramaz bir çocuk olduğunu hatta belki de semtin en yaramazı olduğunu söyleyen Gündüz, “Genellikle evimizin çıkmaz sokağında futbol oynar, mahallede bisiklete, motosiklete binerdik. Yıllar geçtikçe bu yaramazlık beni hareketli ve çok sosyal bir delikanlıya dönüştürdü” diyor.
İki oğlu olan Gündüz, onlara zaman yaratmaya da gayret ediyor. Üç Galatasaraylı olarak maçlara sıklıkla gittiklerini ifade eden Gündüz, aynı zamanda çocuklarıyla birlikte tenekede de vakit geçiriyor.
HAFTA için iş dışı hayatını konuştuğumuz Nevhan Gündüz, üniversite yıllarında ilgilendiği boks, kick box, muay thai gibi dövüş sporlarıyla hayla ilgilendiğini söylerken, yakın zamanda yogayı da bunlara eklemek istediğini aktarıyor.
Gününüzün büyük çoğunluğunun şantiyelerde geçtiğini tahmin ediyorum. Nasıl başlıyor sizin için gün?
Sabah 08:00’de kalkarım genelde, 09:00’da işyerimde olurum, kahvaltı ve öğlen yemeğini genelde ofiste yerim. Şantiyelerimizi gezmek haricinde genelde ofiste oluyorum, mesai saatlerimiz sabah 9 akşam 7... Mesleğimiz gereği zaten çok stresli bir iş kolunda çalışıyoruz, strese alışkın ve dayanıklıyız. Ama çok olağandışı durumlarda işe ara verip, tekrar başlarım.
Sporla aranız nasıl?
Spor hayatımda hep oldu. Kayak dışında orta ve lise yıllarında tenis, üniversite yıllarında boks, kick boks ve muay thai gibi dövüş sporları ile ilgilendim. Ve bu sporlara hala devam ediyorum. Tüm bu sporların yanında son yıllarda cross fit antremanını da ekledim. Bizim gibi çok çalışan insanlara kafa dağıtmak ve zinde kalmak için mutlaka spor yapmalarını tavsiye ederim. Ruh sağlığımıza da yardımcı olacak yoga gibi multiaktiviteleri de denemeyi düşünüyorum.
İki oğlunuz olduğunu biliyoruz. Onlara yeterince zaman ayırabiliyor musunuz? Birlikte en çok ne yapmaktan keyif aldınız?
Çocukları çok severim. Tabii ki kendi çocuklarınız olması bambaşka bir duygu ve ayrıca çok ciddi bir sorumluluk. Çocuğunuz olunca, hayata bakış açınız değişiyor, her türlü kararı alırken onları düşünerek alıyorsunuz. Çocuklarımın öncelikle sağlıklı, başarılı, terbiyeli, saygılı, kendilerine güvenen ve sportif bireyler olmalarını istiyorum ve böyle olmaları için gerekeni yapıyorum. Onlara ailelerin gücüyle değil birey olarak kendi güçleriyle hayatta başarılı olmalarının her zaman çok daha değerli olduğunu öğretmeye çalışıyorum.
Çocuklarım için özellikle zaman yaratmaya çalışırım. Sadece hafta sonları değil hafta içinde iş yoğunluğuma göre öğle yemeklerinde de bir araya geliyoruz. Tatillerimizi de hep ailecek geçirmekten büyük keyif alıyoruz. Ailem ve çocuklarım benim için çok önemli ve değerli.
Eğitim ve kariyer planlarına müdahaleniz oluyor mu?
Tabi ki oluyor, onlar benim geleceğim, dolayısı ile ben de onların gelecekleri için planlama yapıyorum. Onların dünyaya ve vatanımıza yararlı, doğru bireyler olarak yetişmesi için tüm birikimlerimi aktarıyorum.
Onların da sizlerle benzer ilgi alanları var mı?
Her iki oğlumun da bana benzer birçok yönü var. Her ikisi de sosyalleşmeyi seviyor, spor yapmaya, gezmeye, öğrenmeye çok meraklılar.
Hangi takımı tutuyorsunuz?
Ben Galatasaraylıyım ve oğullarım da doğal olarak Galatasaraylı oldu. Birlikte fırsat buldukça maçlara gitmeye çalışıyoruz. Uzun yıllar Ali Sami Yen stadında locamız vardı ve onlarca kez birlikte maç izledik.
Tekne merakınız olduğunu biliyoruz. Ne sıklıkla denize açılıyorsunuz?
Son 10 yıldır yılın 30-40 gününü teknede geçiriyorum. Teknem İstanbul Marina’da durduğu için kısa kaçamaklar yapabiliyorum. En keyif aldığım rotalar Prens Adaları, İstanbul Boğazı ve Poyrazköy.
İlk teknenizi ne zaman aldınız? Nasıl bir tekneydi?
İlk teknemi 20’li yaşlarımın başında aldım. 8 metrelik bir sürat teknesi idi. Sonra yat tarzı teknelere ilgim oldu ve bugüne kadar 3 tekne daha aldım. Şu anda 15 metre boyunda 1200 beygir gücünde İngiliz malı bir Sunseeker teknem var.
Teknenizi kendiniz mi kullanıyorsunuz, bu konuda eğitim aldınız mı?
20-25 senedir tekne kullanıyorum, kaptanlık ehliyetim de var. Teknemi de bazen kendim, bazen kaptan kullanıyor. Kendim kullanarak gittiğim en uzak mesafe 100 mili geçmez, genelde İstanbul civarında kullanıyorum.
Çocuklarınızın bu konuda merakı var mı?
Çocuklarım da bebekliklerinden beri sürekli teknenin içindeler. Küçük yaşlarda jet ski ve bot kullanmaya başladılar, bu konuda çok yetenekliler.
KİTAPLAR VE ÇAĞDAŞ SANAT VAZGEÇİLMEZİ
Kitap okumayı çok seven ve okuduğu yüzlerce kitabın yer aldığı bir kütüphanesi olan Nevhan Gündüz, özellikle biyografi kitaplarına meraklı. Bugüne kadar kendisini en çok etkileyen kitabın Adam Fawler’in Olasılıksız adlı eseri olduğunu belirten Gündüz, bugünlerde babası Orhan Gündüz’ün kendi biyografisini yazdığı “Karanlıktan Aydınlığa” adlı kitabı okuduğunu anlatıyor. Çağdaş sanata ilgisi olan ve yılda 10’un üzerinde sergi gezdiğine de değinen Gündüz’ün satın aldığı tabloları da bulunuyor.
