Fatoş BOZKUŞ
Pandemi birçoğumuzun hayatında değişikliğe neden oldu. Türkiye’nin en güçlü kadın CEO’larından biri olan Adel Kalemcilik Genel Müdürü Evrim Hizaler’in ise bu dönemde hayatında güzel bir gelişme yaşandı ve anne oldu.
Bir yandan iki yıla yakın okulların kapalı olduğu dönemde kırtasiye işi yapmanın zorluklarıyla mücadele ederken, bir taraftan da oğlunu büyüten Hizaler, çocuk büyütmenin zorlukları olsa da oğlunun kendilerine neşe ve keyif getirdiğinin altını çiziyor.
Eşiyle seyahat etmeyi çok seven Hizaler’in oğlu doğduktan sonra bundan vazgeçtiğini düşünmeyin. Çünkü o “bebekle seyahate çıkılmaz” diye düşünenlerden değil.
Oğlu 6 aylık olunca ilk iş olarak ona da pasaport çıkarttıklarını söyleyen Hizaler, bugüne kadar eşi ve oğluyla Yunanistan ve Almanya seyahati yaptıklarını yakında da Lizbon’a gideceklerini anlatıyor.
Dans etmekten bisiklete binmeye, koşudan balkon bahçeciliğine kadar pek çok hobisi bulunan Hizaler’in yeni hedefi ise İspanyolca öğrenmek.
Hafta olarak iş dışı hayatıyla ilgili konuştuğumuz Hizaler, sorularımızı çok samimi ve içten cevapladı.
Hemen hemen her çocuk kırtasiyeye girdiğinde o rengarenk ürünler arasından hangisini alacağını şaşırır. Peki, Türkiye’de kırtasiye denince akla ilk gelen şirketlerden birinin yöneticisi olacağınızdan habersiz olduğunuz çocukluk yıllarında, sizin de kırtasiye ürünlerine merakınız var mıydı?
Ben İzmir doğumluyum. Annem matematik öğretmeni, babam bankacı. Analitik zekamı onlara borçluyum kısacası. Annem çok yaratıcı biriydi. Şartları elverse görsel sanatlar alanında dünya çapında bir sanatçı olurdu. Annem hep boyama yaptığı için de kırtasiye ürünleriyle iç içe büyüdüm. Bizim yaşıtların bildiği kokulu Arı Maya silgim vardı örneğin. Kalem olmazsa olmazımdı, hala da öyle. Kalem tutan insanların eylemsiz olamayacağına inanıyorum. Hala çok not alırım ve toplantılarda elimde mutlaka bir kalem vardır.
Bornova Anadolu Lisesi’nin ardından İTÜ’de İşletme Mühendisliği okuduğunuzu biliyorum. Neden bu bölümü tercih ettiniz?
Aslında ben mimarlık okumak istiyordum. Ama sınavın bitimine az bir zaman kala doğru yaptığım türev-integral sorusunu sildim. Onu silmesem ODTÜ Mimarlık okuyacaktım. Bir soru bütün hayatımı değiştirdi kısacası.
Anneden gelen sanat merakı size de sirayet etti mi peki?
Ben kesinlikle sanatsever biriyim. Yaratıcı insanlarla çalışmayı seviyorum. Ortaokuldan bu yana da gönüllü olarak festivallerde çalıştım. Ben ortaokuldayken Çeşme Festivali yapılıyordu. Dünyaca ünlü pek çok kişi gelecekti. Ben sitedeki 9 arkadaşı organize edip o festivalde çalıştım. Yabancı dil bildiğimiz için gelen sanatçılara mihmandarlık yaptık. Okul bitince de kültür sanat dendiğinde akla ilk gelen kurumlardan biri olan Efes’le yolum kesişti.
Orada 15 yıl kadar çalıştım. Sonra Adel Kalemcilik’e geçtim. Kısacası gençken 18 plus için çalıştım, yaş alınca da 18 yaş altı için.
Pandemiyle birlikte hepimizin hayatında değişiklikler oldu. Ama sizin hayatınızda güzel bir değişiklik oldu, anne oldunuz. O süreci biraz anlatır mısınız?
Ben hamile olduğumu öğrendikten 3 gün sonra Türkiye’de ilk COVID vakası çıktı. Sizin de söylediğiniz gibi pandemi herkesin hayat rutinlerini kökten değiştirirken, benim hayatıma güzel bir değişiklik getirdi. Hamile olmasam daha zor geçirebilirdim o günleri, bebeğim bana güç verdi. Nisan ve haziran ayını evden geçirdik tüm ekip. 24 saat çalıştığımız ve hamile olduğumu düşünemediğim bir süreç yaşadık. Bizim sektörümüz için zor geçen iki yıldı. Çünkü okullar sadece 15 gün açıktı. Kapalı pazarda işimizi sürdürmeye çalıştık. O yüzden hamileliğimin nasıl geçtiğini pek anlamadım desem yeridir.
Oğlunuzun doğmasıyla birlikte hayatınız nasıl değişti?
Her anne gibi kesintisiz uyuyamıyorum ve kendime ait vakitler azaldı diyebilirim. Alarm yerine ağlama sesiyle uyanıyorsunuz evde bebek olunca. Eğer ağlamamışsa da kaygıyla “niye ağlamadı” diye odasına koşuyorsunuz. Ama onun dışında pek bir şey değişmedi. Biz eşimle seyahat etmeyi, özellikle de plansız seyahat etmeyi seviyoruz. İkimizin de vizeleri hep vardır ve şuraya gidelim mi der yola çıkarız. Oğlumuz 6 aylık olduğunda ilk yaptığımız şey ona pasaport çıkarmak oldu. Tabi plansız seyahatleri henüz yapamıyoruz. İlk Yunanistan’a gittik birlikte. Yılbaşında Almanya’da yaşayan kardeşlerimizi ziyarete gittik. Ağustos sonunda Lizbon’a gitmeyi planlıyoruz. Açıkçası çocuğun zorlukları çok olsa da keyif ve neşe getiriyor. 40’ından sonra çocuk yapınca enerjim olmaz diye düşünüyorsun ama tam tersi enerji veriyorlar.
İşiniz gereği olduğu kadar ailenizle de seyahat ettiğinizi anlattınız. En sevdiğiniz yerler nereler oldu?
Avusturalya ve Güney Amerika kıtası dışında pek çok yere gittim. Hepsi kendine ait özel ve güzel seyahatlerdi. Bazı yerlere bir kere gittim bazıları da rutinin bir parçası oldu. Eşimle en sık arabayla çıkıp Dedeağaç’a gideriz. O kadar çok gittik ki orada ahbaplarıyız, arkadaşlarımız oldu.
Nisiotiko ve Kelari Pro orada favori mekanlarımız... Güzel kaçamak ve nefeslenme yeridir bizim için orası. Açıkçası üzerinde zeytin ağacı ve asma yaprağı olan her toprağı seviyorum.
Kendinizi sanatsever olarak tanımladınız. İlgi alanlarınız neler peki?
Uzun süre dans ettim. Folklorla başladım, bütün yöreleri oynadım. Ama en çok Üsküp oynamayı seviyorum. En son da tango yaptım. Sinemayı izleyici olarak takip etmeye çalışıyorum. Şimdi Top Gun vizyonda onu sinemaya gidip izlemek istiyorum.
Sporla aranız nasıl?
Ben 5 yıl at bindim. Her hafta gidiyordum at binmeye. 2010’da bıraktım. Sürekli hayatımda olan bisiklet var. Sahilde kullanıyorum. Kalamış’tan Pendik’e kadar 30 kilometrelik yolda biniyorum bisiklete. Haftada üç gün çıkarım. Bir dönem koşu yapıyordum. Hatta koşu arkadaşımla birlikte yarı maratona bile katılmıştık.
Yeni ilgi alanlarınız var mı?
Aslında şu anda yeni bir dil öğrenmek için araştırma yapıyorum. İspanyolca öğrenmek istiyorum. İşimle ilgili kendimi geliştireceğim yeni dünyadaki değişim üzerine yurtdışındaki programlara bakıyorum. Online olarak onlara katılmak istiyorum. En son hobim ise balkon bahçeciliği... Çiçek ekiyorum. Küçük ağaçlarım var, kumkuat gibi. Orkidelerim, ortanca, sardunya ve sukulentlerim var. Annem ve babam tam bir botanikçi. Onlardan çok şey öğreniyorum.