Canan DEMİRAY
Eğer şehirde araba kullanıyorsanız, şeridinize girmeye çalışan, görmeden üstünüze direksiyon kıran birine hiç korna çalmadığınızı söyleyemezsiniz. Hele de İstanbul gibi bir şehirde yaşıyorsanız.
Kornaya basar, uyarırsınız; cam açmadan içinden içinden saydıran da vardır elbet. Ama hareket çekmek sonra da karşındaki kişinin hayatını mahvetmeye doğru uzanan bir yola girmek, aklı selim bir insana göre değil. Zaten Netflix’in popüler yapımı ‘Beef’te de aklı selim insanlar değil, öfkenin esiri olan iki yabancının hikayesini izleyeceksiniz.
Hikaye, Danny (Steven Yeun) ve Amy (Ali Wong) adlı iki karakterin yollarının Forsters adında yapı malzemesi mağazasının otoparkında kesişmesiyle başlıyor. Danny, daha önce de alıp iade ettiği ızgaraları bir kez daha iade etmek için oradadır. Fişi olmadığından ızgaralar elinde kalır ve sinirli bir şekilde ayrılır. Otoparktan geri geri çıkarken yanından aniden geçen beyaz bir Mercedes SUV’ye neredeyse çarpacağından korna çalar. Korna çalmasına kızan diğer sürücü de camını açıp orta parmağını göstererek Danny’i kışkırtır. Siniri tepesine çıkan Danny, amansız bir şekilde diğer sürücünün peşine düşer. Hızlı kovalamacanın sonunda SUV kaçar ama Danny plakasını almayı ve buradan da sürücünün adresine ulaşmayı başarır. Bu işin burada bitmeyeceği açıktır.
Diğer sürücü Amy, başına geleceklerden habersiz şık evindeyken beklenmedik bir anda kapı çalar. Gelen kişi Danny’dir, kendini Amy’nin evin dışında tesadüfen gördüğü bir elektrik sorunu için uyarmak isteyen yardımsever bir müteahhit olarak tanıtır. Başka sorun var mı diye bakabileceğini söyleyerek kendini eve davet ettirir. Garaja geldiklerinde arabayı kullananın bir erkek değil, Amy olduğunu öğrenir. Aradığı kişiyi bulmuştur, bu andan sonra Amy’ye bir sürprizi vardır, banyonun yerini sorar. O gittikten bir süre sonra Danny’i merak eden Amy banyoya bakmaya gelir. Gördüğü manzara şok edicidir: Danny tüm banyo zeminine işemiş ve kaçmıştır. Adamı yakalamak için arkasından koşan Amy yakalayamaz ama plakasını ezberler ve böylece takip döngüsü başlar. Amy’nin kızgın yüzünde aniden beliren gülümseme bizleri bekleyen komediden dram ve gerilime uzanan çılgınca maceranın işareti diyebiliriz.
Baktığınızda olay belki küçük ama öfke büyük. Her bölümde bu iki karakterin hayatları birbirlerinin nefretine karşılık verirken hiç tahmin edemeyeceğiniz şekilde karışıyor. Yeun ve Wong’un muhteşem oyunculuğu, karakterlerin birbirlerine olan nefretini inandırıcı kılıyor.
Danny, motel işleri battıktan sonra memleketleri Kore’ye dönen anne ve babasını Amerika’ya geri getirmek istiyor. Bunun için de canını dişine takmış bir şekilde her türlü tamirat işi yapmak için kapı kapı dolaşıyor. Hedefi işini müteahhitliğe yükseltip para kazanmak ve ailesine söz verdiği o evi inşa etmek. Hedefinin peşinden koşarken attığı yanlış adımlar onu başarısızlığa sürüklüyor.
Koyohaus adında yalın ve zarif kil saksılardaki bitkileriyle Zen yaşam tarzını pazarlayan başarılı bir işletmeye sahip diğer kahramanımız Amy’i Ali Wong canlandırıyor.
Amy hayal ettiği yaşam için çalışmış. Kardashianlardan, Will Smith’e, Selena Gomez’den Miley Cyrus’a ünlü zenginlerin şehir karmaşasından uzak ve güvenli bir şekilde yaşamayı tercih ettiği LA County’de bulunan Calabasas’ta, lüks bir eve sahip. Bu evi kendi parasıyla aldığını ve tasarladığını vurgularken de pek mütevazi olduğu söylenemez. Görüyoruz ki minimalist tasarımlı bu şık eve sahip olmanın ardında sosyal statü arayışına dair hırsı yatıyor.
Amy’nin eşi George, ünlü bir heykeltraş olan babası Haru’nun gölgesinde kalmış, küçük kızları Junie ile ilgilenen yumuşak mizaçlı bir adam. Kendi de iyi bir heykeltıraş olmak istiyor, ancak ne annesi Fumi ne de Amy ona karşı itiraf etmeseler de George’da bu potansiyeli görmüyor.
Danny ve Amy’nin ilk karşılaştıkları yer olan yapı mağazası zincirinin sahibi Jordan Forster da ‘Beef’teki kötü karakterlerden biri. Amy sahip olduğu ‘Koyohaus’u Forsters’a 10 milyon dolara satmanın eşiğinde ancak Jordan anlaşmayı süründürüyor.
Danny ve Amy, ilk bakışta özellikle sosyoekonomik açıdan farklı görünen hayatlara sahip. Tüm iyi niyetiyle başarılı olmaya çabalayan meteliksiz Danny’nin önüne hep bir engel çıkarken, Amy Las Vegas’ta verdiği motivasyon konuşmasında rahatlıkla “Seçim yapmak zorunda değilsiniz, her istediğinize sahip olabilirsiniz” diyebiliyor.
Ancak mükemmel görünen hayatında Amy duygusal olarak uzaklaştığı eşi George ile aile terapisinde evliliğini kurtarma çabasında. Yoğun iş temposu da kişiliği de kızı Junie’yi tanımasına fırsat vermemiş. Kayınvalidesinin eleştirel bakışları ve satmaya çalıştığı işinin baskısı altında var olmaya çalışıyor.
Her ikisi de hayatta, işte, aile içinde hüsrana uğramış; bunalımda. Halihazırdaki derin hayal kırıklıklarıyla başa çıkmak için belki de içlerine dönmeliler ama onlar bunun tam tersini yapıyor, dışa dönmeyi tercih ediyor. Tüm dertlerinden sorumlu tutabilecekleri günah keçisi arayışına buldukları çözüm, birbirlerine besledikleri düşmanlık oluyor. Bölümler boyunca birbirlerini küçük düşürmeye ve sabote etmeye çalışırlarken büyüyen kontrolsüz öfke patlamaları ve kendilerini hapsettikleri karanlıktan çevrelerindeki herkes nasibini alıyor. Sonu daha da ilginç geliyor, sürprizlere hazır olun.
İnsanı derinden etkileyen bu kara mizah yüklü dizi bir daha kornaya basarken yeniden düşünmenize neden olabilir. Müthiş performanslarla dolu bu diziyi bir solukta izlemeye hazır olun.
