Helin KAYA
Sizi genel olarak iş dünyasından girişimci kimliğinizle tanıyoruz. Fakat son zamanlarda ‘Babam İçin’ kitabıyla adınızdan sıkça söz ettiriyorsunuz. Kitap oluşturma fikri nasıl ortaya çıktı?
Aslında fikir annesi Destek Yayınları sahibi Yelda Hanım. Bir arkadaşıma destek için kitabını Yelda Hanım’a yollamıştım, telefonda konuşurken ‘sen neden kitap yazmıyorsun?’ dedi. Bunun üzerine çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. Bana kitabın adını aslında o önerdi. Bir baba oğul hikayesi olsun, senin hikayen olsun adı da ‘Babam İçin’ olsun dedi. Benim de aklıma çok yattı, çünkü girişimci ruhum ön planda. Fakat çok ciddi duygusal bir baba, oğul hikayesi de var ortada. Babamın hayat boyu en büyük hayali benim başarılı olduğumu görmekti ve aslında bu tek bir hayale dönüşmüştü, sırf bunun için yaşıyordu. Fakat çok rahatsızdı ve vefat etmeden bir an önce önce bunu başarmam gerekiyordu. Omuzlarımda ruhsal olarak bunun getirdiği çok büyük bir yük vardı. Aslında bu onun hikayesi, yani o süreçte yaşadıklarım, onun başardığımı görmesi için verdiğim mücadele… İçime sinen çok duygusal bir hikaye çıktı ortaya fakat bu tamı tamına 4 yılımı aldı. Kuzenim Stella M. Travez bana çok destek verdi. Hikayeyi ben ona anlattım ve onun kaleminden yazıldı, kalemi çok güçlüdür Stella’nın. Ve içime sinen bana göre dört dörtlük bir kitap çıktı ortaya.
Yaptığınız iş sebebiyle dizi-film sektörüyle iç içesiniz. Peki, kitabınızın televizyon ekranına veya beyazperdeye uyarlanmasını düşünüyor musunuz?
Bu röportajımız yayınlandığında büyük ihtimalle bu konu özelinde bir görüşme yapmış olacağız. Türkiye’nin en iyi platformlarından biriyle görüştük, hikayeyi çok beğendiler ve çok şaşırdılar böyle bir hikayem olduğu için. Hikaye, 10 bölümlük bir dizi olacak. Yönetmeni de belli: Özer Feyzioğlu. Onunla anlaştık, ben yapımcı olmuyorum Özer Bey yapımcı. En kısa zamanda da bu senaryonun bir kanala satılacağını düşünüyorum. Çünkü gerçek bir hikaye ve insanlar gerçek hikayeleri seyretmeyi çok seviyor. Kurgu hiç olmayacak, tamamen gerçeklerin gösterildiği çok heyecanlı aynı zamanda çok duygusal bir dizi olacak. Her şey dilediğim gibi giderse bu dizi benim hayatım boyunca aldığım en güzel hediye olacak. İnsanın hayatının dizi olması aileme, oğluma verebileceğim en büyük ve en güzel hediye...
Geçmişi hatırlarken her şeyi yeniden yaşamak sizi zorlamış olmalı, duygusal olarak nasıl bir süreç geçirdiniz?
İnanılmaz zorlandım. Vücudumda bir sürü egzama ve siğiller çıktı. Uzun zamandır da geçmedi. Bütün oermatologları gezdim. Sonra doktor olan bir aile dostumuz bana dedi ki ‘insanlarda böyle egzamalar çıktığı zaman dermatologları kapı kapı gezerler sonunda da bir psikiyatra giderler.’ Ben öncelikle bir ilgi kuramadım ve ihtiyacım olmadığını düşündüm. Ama onu dinleyerek bir psikiyatra gittim. Ve gerçekten sorun kitapmış, bütün eski anılar su üstüne çıkınca, araları kazıyınca çok ağır geldi bana ve geçmesi 1 yıl süren egzamalar çıktı. Çok ağrılar çektim, her hafta siğilleri yaktırıyordum çok zordu. Bu kitabın bedelini ağır ödedim.
Kitabınızda babanızın desteğinden oldukça bahsediyorsunuz. Babanızın hayatınızda nasıl bir rolü oldu?
Benim babam aslında bir antrenör gibiydi. Doğduğumdan beri beni ticaretle eğitti. 8 yaşımda pazara yollardı, 12 yaşımdayken yazın arkadaşının yanına staja yollardı. 14 yaşında kendi yanına aldı. Çocukluğumdan beri beni ticaret konusunda yetiştirdi. Düştüğümde o kaldırdı, kötü hissettiğimde o teselli etti. Her zaman yanımdaydı o yüzden çok şanslıyım. Dominanttı ama sevgisini de çok gösterirdi çok verici bir insandı. Çok şanslıyım kitabı okuyan bir sürü kişi diyor ki ‘bizim babamız niye böyle değil? Ben böyle destek görmedim!’ Düşünün üniversite okumak istemiyorum, ticarete atılmak istiyorum diyorum ve babam kabul ediyor kimsenin yapmayacağı şeyi yapıyor. Babam hayallerimin peşinden koşmak için bana her zaman destek oldu.
Kitabı kuzeniniz Stella M. Travez yazmış, siz neden kaleme almadınız?
Çünkü ben mükemmeliyetçi bir insanım. Yaptığım her işin dört dörtlük olmasını isterim. Daha önce hiç kitap yazmadığım için eğer ben bunu yazsaydım bu kadar akıcı bir dille yazamazdım. Stella kurguyu da çok iyi bildiği için bunu işin uzmanına teslim etmek istedim iyi ki öyle yaptım. Yoksa ortaya amatör bir kitap çıkardı. Şunu da söylemeliyim ilk kitap 10 baskı yaptı, Türkiye için aslında iyi bir sayı fakat birçok kişiden şöyle yorumlar aldık: ‘Biz bu kitabı bir çocuğun babasına yazdığı bir mektup gibi algılamıştık, hâlbuki çok fazla hikaye varmış kitapta. Kitabın adı bu olmamalı’. Bu yüzden yeni baskıda kapak ismi değişiyor ve adı ‘İşportadan Kırmızı Halıya’ oluyor. Tayland’da çok zor günler yaşamıştım, hikayenin çoğu yeri de orada geçiyor. Babamla küs olduğum ve beş parasız kaldığım bir dönem olmuştu. Ve aylarca günde 5 dolara işportada çalıştım. Gecekondu mahallesine taşınmıştım. Ama işin sonuna geldiğinizde Fransa’da bana onur ödülü verdiler ve kırmızı halıda yürüdüm. Bu yüzden kitabın adı yeni baskılarda ‘İşportadan Kırmızı Halıya’ olarak değişti.
İYİ BİR FİKRİNİZ OLMALI
Kitapta genel olarak pes etmemeyi, vazgeçmemeyi ve istemenin önemini vurguluyorsunuz. Sizce tüm bunlar başarıya ulaşmak için yeterli mi?
Aslında başarıya ulaşmak için çok fazla şey gerekiyor. Ama bana göre ilk sırada yaratıcılık geliyor. Çok iyi bir fikriniz olacak sonra o fikri satmak için ikna kabiliyetiniz olacak. Aile ve dostların desteği, doğru zamanda doğru yerde olmak, çok çalışmak... Ama sıralama bence yaratıcılık, ikna kabiliyeti ve organizasyon yeteneği olarak ilerliyor. Tabii ki şans çok önemli bir faktör ama sıradışı bir projeniz yoksa başarmanız bu dönemde çok zor. İnsanları çok iyi anlıyorum kendi işini yapmak yerine bir yerlerde çalışıyorlar çünkü şu anda yapılmayan bir işi bulmak çok zor. O yüzden ya yapılmayan bir iş bulacaksınız ya da bir şeyleri çok farklı yapacaksınız.
YAPTIĞIM HATALARI DÜRÜSTÇE YAZDIM
Kitabı eline alan her okuyucunun ne hissetmesini ve anlamasını diliyorsunuz?
Genelde iki tür yorum geliyor. Birincisi; ‘kitabınızı okuduktan sonra bende gaza geldim, içimdeki kıvılcımı alevlendirdi’ diyenler… İkincisi, kitabı okuduktan sonra ailesiyle arasını düzelten insanlar... Yani hem girişimcilik kitabı olabilir aynı zamanda bir kişisel gelişim ve ebeveynler içinde müthiş bir kitap. Herkese hitap eden, bir sürü dersle dolu bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yaptığım hataları dürüstçe yazdım ki insanlar belki o hataları yapmaz. Şeffaf olduğum, tecrübelerimi yansıttığım, samimi ve destekleyici bir kitap oldu.
21 FARKLI İŞ DENEDİM PES ETMEDİM
Bir röportajınızda geçmişte size çok ‘hayalperest’ diyen insanlar olduğundan bahsediyorsunuz. O zamanlar en çok neyin hayalini kurardınız?
Sürekli daldan dala atlıyordum bir iş deniyordum 3 ay, 6 ay. Sonra başka bir iş, olmadı başka bir iş… 21 iş denedim. Ve en büyük şansım pes etmemek oldu. Rahatlıkla pes edebilirdim, 20 işim de tutmayınca insanların gözünde ‘hayalperest’ oldum. Fakat ben hiç hayalperest olduğumu düşünmedim çünkü her zaman aklı başında bir insandım, ayaklarım yere basıyordu. Ama yaptığım işler belki de insanlara çok uçuk geliyordu. Çok şükür onlara hayalperest olmadığımı 21. işimle göstermiş oldum. Çalışmayı seviyorum beynim hiç durmuyor akşam yattığımda da, sabah kalktığımda da, spor yaparken de fikir yaratmayı seviyorum ve bundan besleniyorum.