HAKAN ATİS
Onu kısaca tanıtmak gerekirse ilklerin adamı demek yeterli. Çünkü… Yosemite Vadisi’ndeki Half Dome ve El Capitan büyük duvarlarını tırmanan ilk Türk. Dünya ve Türkiye tarihinde kendi kas gücüyle koca dünyayı tuş etmiş ilk kişi. Dahası, okyanus kürekçiliğinde Guinness Rekorlar Kitabı’nda yer alan 18 ayrı derecenin sahibi: Erden Eruç…
Eruç’un başarıları elbette bunlarla sınırlı değil. Dünyaca ünlü kurumun 2024 kitabında ‘Guinness Hall of Fame’ listesinde adına iki sayfa ayrılan saygın bir sporcu aynı zamanda. Dünya görüşünün eksenini doğa ve denizlerin temiz tutulması ve korunması olarak özetleyebileceğim ay yıldız yürekli denizcimiz şu günlerde dünyanın en zorlu okyanus yarışı sayılan ‘Golden Globe Race (GGR)’ için gecesini gündüzüne katmış durumda. Olağanüstü tempoda çalışıyor. Bu da son derece doğal çünkü GGR için zor demek oldukça hafif kalır! İlk kez 1968 yılında düzenlenen GGR’yi o yıl yarışan dokuz yelkenciden sadece biri tamamlayabilmiş ve dünya amatör denizciliği Robin Knox’u ayakta alkışlamıştı. Bu organizasyon açık deniz yarış tecrübesinin yanı sıra çelik gibi sinirler, yorulmak bilmeyen dinç bir zihin ve olağanüstü sorunlar yaşanmadığı sürece sadece varış noktasını düşünen bir yürek gerektiriyor. Erden Eruç, bunların tümüne sahip.
Büyük başarıları gerçekleştikleri andan itibaren sahiplenmek, alkışlamak fazlasıyla ticari bir yaklaşım. Ayrıca doğru bulmuyorum! Önemli olan o süreçlere en başından itibaren destek verebilmek! Erden’de gecesini gündüzüne katan azimli bir sporcu olarak Golden Globe Race’nin başlayacağı 6 Eylül 2026 tarihine kilitlenmiş durumda. Lakin… Böylesine büyük idealler güçlü firmaların desteği ile daha da anlamlı oluyor. Bu nedenle ilgi duyan tüm kuruluşları başarılı sporcumuzla sosyal medya hesapları üzerinden iletişim kurmaya ve desteklemeye davet ediyorum. Bu tür katkılar Clara adlı yelkenlisini yarışa hazırlamakla meşgul olan mavi yürekli sporcumuzu emin olun daha da motive edecektir. Ben de Hafta’nın pruvasında gelişmelere yer vermeye devam edeceğim. Uzun lafın kısası sonuç ne olursa olsun Erden Kaptan’ı kalemimle desteklemeye devam edeceğim.
Bu yıl Golden Globe Race’ye 1988 yılından önce inşa edilmiş 32-36 feet (10-11 metre) arasında full keel gövdeli ve dümenleri salmaya bitişik tekneler katılacak. Ayrıca küresel yer bildirim cihazı (GPS), elektronik seyir ve uydu haberleşme donanımı, içme suyu üretmek amacıyla kullanılan tuzlu su arıtma sistemleri, modern hava tahmin ekipmanları ve ilgili optimum rota tespiti yasak. Dahası uydu telefonu, modem, akıllı telefon vb gibi iletişim cihazları sadece acil durumlarda açılacak olan mühürlü kutuda muhafaza edilecek. Bunların ivedi bir durum dışında kullanılması diskalifiye nedeni sayılacak. Peki, rota nasıl belirlenecek? Elbette tamamen geleneksel yöntemlerle. Sextant, kağıt harita, SSB radyo-telsiz ve Weather Fax kullanımı serbest olacak. Sözün özü, bu yarış her zaman olduğu gibi insanın denizle teke tek mücadelesi olacak. Bu nedenle adeta sinir harbi yaşanacak. Üstesinden gelenlere ilk günden itibaren dünya genelinde şapka çıkarılması boşuna değil!
Dağcı, denizci ve gezgin Erden Eruç; 6 Eylül 2026 tarihinde Fransa’nın Atlas Okyanusu kıyısında yer alan Les Sables d’Olonne’da başlayacak Golden Globe Race’de kendisini deniz ve rüzgara emanet edecek. Full displacement gövdeli teknelerin kozlarını paylaşacağı yarışta ortalama hız 5-6 knot olacak. Bu nedenle yaklaşık sekiz ay sürmesi bekleniyor. Bu süreçte önemli olan armayı bozmadan, tekneyi devirip direk kırmadan, hatta batırmadan Fransa’ya geri dönebilmek. Peki, ya nefes kesen rota? Aktarayım…
İlk etapta Atlas Okyanusu’nda güneye inilecek. Antartika’yı saat yönünde doğuya doğru aşıp Ümit ve Horn Burnu’nu dümen suyunda bırakılacak. Ardından Atlas Okyanusu bu kez kuzeye doğru kat edilerek başlanan yerde sonlanacak.
Böylesine zorlu yarışa hazırlanan Erden Eruç ne diyor? Doğal olarak merak ediyorsunuz… “Bugüne kadar 1084’ü tek başıma olmak üzere hayatımın 1167 gününü okyanuslarda kürek başında geçirdim” diyen mavi yürekli dost sözlerini şöyle tamamlıyor: “Kürekle okyanus aşmış ilk ve tek Türk benim. Gönül ister ki ülkemizden bir veya iki tane dörder kişilik kayık, okyanuslarda düzenlenen yarışlara katılsın. Bayrak göstersin. Bunu başardığım emektar kayığımı Gebze’de bulunan Karmarin Tersanesi’nin müzesine bağışladım. Halen teknem Clara’yı hazırlamak için Lorient’de bulunuyorum. Önümüzdeki haftalarda Stephen Taylor ve Çağrı Özpideciler’le birlikte Lizbon’a kadar yelken açacağız. Gelecek yaz geleneksel yöntemleri kullanarak Atlantik’e yelken açacağım. Kurallar gereği en az 2000 millik mesafeyi tıpkı yarışta olacağı gibi tek başıma aşacağım. Böylece 2026’ya en iyi biçimde hazırlanacağım.”
Seni izlemeye ve başarılarını desteklemeye devam edeceğim Erden Kaptan. Yolun her daim açık, pruvan neta, rüzgar kolayına olsun. Gerçi sen sakin denizleri sevmezsin… Lakin ne de olsa geleneksel bir dilek. Paylaşmadan duramadım… GGR’nin deyim yerinde ise lacivert maratonunda önünde hayli uzun yol var. Sonuç ne olursa olsun bu medeni cesareti gösterdiğin için denizcilik camiası adına seni yürekten kutluyorum. Türkiye’de binlerce mavi yürek dualarıyla seninle olacak. Güzel haberlerini bekliyorum. Sağlıcakla… Değerli okurlar, gelecek sayımızda yeniden buluşmak üzere esen kalın. Tüm denizcilerimize sağlık ve mavilik dolu güzel bir hafta sonu diliyorum.
