Gülseren ÜST POLAT
Ana merkezde farklı karakterde ve farklı mücadeleleri olan iki kadın var. Aslında bu kitap için bir ‘kadın meselesi’ diyebilir miyiz?
Şöyle yorumlamak daha doğru olabilir: Farklı coğrafyalarda benzer karakterlerde ve benzer mücadeleleri olan iki kadını merkez alan bir çatı. Sahra’nın sadece üremek için kadın olması salık verilirken, Nil’in maruz kaldığı psikolojik şiddet yıllarca mücadele etmesini getiren bir yoksunlukla onu baş başa bırakıyor. Her iki kadın da hadım ediliyor diyebiliriz. Birininki fizyolojik ve somut diğerinin ise psikolojik ve soyut. Dolayısıyla kitap için “Bir kadın meselesinden yola çıkıyor” diyebiliriz. Farklı coğrafyalarda yaşayan kadınların toplumdaki yerini konu alan ve sonuçlarına değinen bir hikâye. Kadın sünneti gibi çok ilkel ve vajinismus gibi çok yaygın bu iki meselenin karakterleri romanın omurgasını oluşturuyor. Lakin şunu da eklemek isterim: Romanın dinamiği bu iki kadından yola çıksa da ölümsüzlüğe çare arayan tıp dünyasına evriliyor ve roman örgüsü tahmin edilmeyecek kadar ilginçleşiyor.
Her yazarın farklı bir tarzı var. Siz karakter belirleyip üzerine kitap yazanlardan mısınız yoksa önce hikâye mi belirir kafanızda? Tanrı’nın Uyumadığı Gece’de önce Nil Soylu ve Prenses Sahra mı belirdi mesela kafanızda?
Genellikle çok şaşırdığım meselelerle karşılaştığımda, “Bu konu mutlaka romanlaşmalı” diyorum. Bu nedenle sorunuza net olarak şu yanıtı verebilirim: Önce romanın çatısının oluşması gerekiyor zihnimde. Buna örnek olarak vajinismusu verebilirim. Bu çağda binlerce kadınımızın bu yoksunlukla yaşaması beni çok şaşırtmış ve üzmüştü. Bir diğer örnek ise kafa nakli. Ölümsüzlüğe doktorun girişimleri yine beni delicesine şaşırtmıştı. Kesinlikle kurgumda olmalıydı ve böylece Sahra gibi Mansur, Massimo, Alberto et ve kemiğe büründü. Bir de garip bir hal içinde buluyorum kendimi yeni bir projeye başlamak üzereyken. Çatıya karar verdikten sonra kitap ismi belirmezse, klavyenin başına oturmakta çok zorlanıyorum.
Kitap ismi oluşmadan klavye karşısına oturmakta zorlanıyorum dediğinize göre ismi kurguladınız mı? Kelime oyunu var diyebilir miyiz?
Kitabın ismi rüyamda geldi. Öylesine derinden gelen bir sesti ki, beni uykumdan nefes nefese uyandırdı. Uzunca bir süre kendime gelemedim, etkisinden kurtulamadım. Tasarı bir isim gibi algılanmasını anlayabiliyorum, lakin dediğiniz gibi çok güçlü bir isim. Ben odağımızı nereye yoğunlaştırırsak cevabın bize bir şekilde geleceğine emin olanlardanım. Kimisine rüyasında gelir bu cevap, kimisine daha yeni tanıştığı biri vasıtasıyla. Benim çokça yaşadığım bir haldir bu. Genelde cevapları rüyalarımda alırım. Hatta örgüde tıkandığımda özellikle uykuya yatarım. Bilirim ki zihnim uykuda tüm filtrelerden azat bir şekilde bana aradığım cevapları hazırlayacak.
Peki, sizin için yazmak mı zor yoksa hazırlık süreci mi? Son kitabınıza nasıl hazırlandınız?
Her ikisinin de kendine has zorlukları var ama başlamak bence en çok güç gerektiren kısmı. Habuluzırlık aşaması çok katmanlıydı diyebilirim. Konu aldığım meseleler çok önemli ve hata kabul etmeyecek mevzular. Evet, roman kurgudan oluşur ama gerçeklerden, doğru bilgiden uzaklaşırsanız okurun zihnini allak bullak edebilirsiniz. Mantık hataları okurun dikkatini dağıtır ve kitaptan uzaklaştırır. Mesela bu romandaki kafa nakli örgüsüne bazı okurlarım inanmamış. Hatta kimileri fazla fantastikleştiğimi düşünmüşler önce. Kitabın sonunda, dünyanın dört bir yanındaki doktorlara teşekkür ettiğimi gördüklerinde bir nevi şoke olmuşlar. Bir konuyu okura samimi ve içten anlatmak ancak o konuya ne denli vakıf olduğunuzla doğru orantılıdır. Ben de çok ciddi ve yoğun bir araştırma sürecinden geçtim hazırlık yaparken. Çok yorucu ama bir o kadar da heyecan dolu bir serüvendi.
Yazarken sizi motive eden şey nedir?
Hikayelerinizde nelerden beslenirsiniz? Oldukça hümanist bir yapım olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden en çok insanlardan ve hayvanlardan beslendiğimi söyleyebilirim. Onlarda gördüğüm mimikleri, beden dillerini okumayı, yaşamlarını dinlemeyi seviyorum. Nasıl her insanın parmak izi eşsizdir, ruhları da bir o kadar derin ve eşsiz...
Yeni bir proje ya da kafanızda beliren yeni bir hikâye var mı?
Bir sosyal projede yazar olmam istendi, ben de seve seve kabul ettim. Devam eden bir süreç bu. Lakin itiraf etmeliyim ki çok yoruldum. Yeni roman için biraz dinlenmem gerekiyor. Aklımda bir proje var ama daha demlendi bile demem doğru olmaz.
SIRADANLIĞIN DIŞINA ÇIKTIM
Kitabınız yayımlanalı kısa bir süre oldu ama nasıl geri dönüşler aldınız?
Çok olumlu geri dönüşler aldım. Bu nedenle sizin aracılığınızla tüm okurlara içten teşekkürlerimi iletmek isterim. Pek çok okurum soluk soluğa okuduğunu, kitabı elinden bırakamadığını, bitirdikten sonra ise etkisinden çıkamadıklarını söylediler. Karakterlerle çok derin bağ kuran okurlarım olması da beni çok mutlu ediyor. Roman türlerinin genellikle ya polisiye ya aşk ya psikolojik ya da fantastik içerikli olduğunu ama bu romanda hepsini bir arada bulduklarını dile getiriyorlar. Bu yüzden de sıradanlığın dışına çıktığımı söylüyorlar.