Tunç DİPTAŞ
Satış becerisine sahip olabilmek önemli bir ayrıcalıktır çünkü hayat, satış sanatını bilenlere büyük bir gülümsemeyle bakar.
Bazen bir ürünü ya da hizmeti satabilmek için insanlarla iletişime geçersiniz. Bazen çocuğunuzu sağlıklı yemek yemesi ya da okula gitmesi için ikna etmeniz gerekir. Bazen de size ait olan bir eşyayı satmak durumunda kalırsınız.
Tüm bu durumlarda satış beceriniz varsa, karşınızdakini satmak istediğiniz şeye inandırabiliyorsanız başarılısınız demektir. Profesyonel hayatınızda hedeflerinizi tutturur, özel hayatınızda daha mutlu olursunuz.
Geçtiğimiz hafta bir okuyucumdan aldığım e-posta, yukarıda yazdıklarımı düşündürdü bana. Okuyucum e-postada şöyle diyordu:
“Yaklaşık 5 yıldır önemli bir şirketin satış departmanında çalışıyorum. En büyük hayalim bu şirkette başarılı olmak ve satış departmanının yöneticisi olmak.
Bu yüzden kendimi satış yapabilme konusunda geliştirdim. Bu konuda birçok kitap okuyup, eğitimlere katıldım. Çalıştığım işyerinde satış konusunda başarılı olmuş kişilere danıştım. Ancak henüz istediğim başarıya ulaşamadım. Her yıl sonunda bana verilen hedeflerin gerisinde kaldım. Bu yıl, müdürlerim hedeflerime ulaşamamam durumunda benim işime son verebileceklerini söylediler. Bunu söyledikleri andan itibaren kendimi paralize olmuş gibi hissediyorum.
Geçen hafta yazdığınız ‘Reddedilme Korkusuyla Dost Olabilmek’ isimli yazınızı okuduktan sonra farkındalık yaşadım. Reddedilmekten korktuğum için yeteri kadar müşteri ile görüşmediğimi ve satış yapma konusunda bu yüzden başarılı olamadığımı anladım. Bu konuda verebileceğiniz başka tavsiyeleriniz var mı?”
Bu e-postayı aldıktan sonra bir kez daha bu konuya değinmenin değerli olacağını düşündüm.
Önceki yazımda da belirttiğim gibi, reddedilme korkusunun temelinde reddedildiğimizde kendimizi yetersiz hissetmemiz yatar. Kendimizi yetersiz hissettiğimiz zaman beynimiz insanlar tarafından sevilmeyeceğimiz ve sonunda yalnız kalacağımız korkusuna kapılır.
Bu korkuyu yenmenin yolu beynimize reddedilmenin kötü bir şey olmadığını anlatmaktan geçer. Farkındalık yaratarak, yeni davranış alışkanlıkları edinerek beynimizi eğitmemiz gerekir.
Örneğin, her ret aldığınızda üzülmek yerine kendinizi takdir edip, bunu kutlayabilirsiniz. Kendinize başarılı insanların o noktaya gelene kadar ne kadar çok reddedildiğini hatırlatıp başarının çok sayıda reddedilmekten geçtiğini anımsatabilirsiniz.
Reddedilme egzersizi de yapabilirsiniz. Örneğin, kahve satan bir yere gidip “Bir kahve alırsam, ikinci kahveyi bedava verir misiniz?” gibi eğlenceli sorular sorarak reddedilme egzersizi yapabilir ve reddedilme korkusuna karşı bağışıklık kazanabilirsiniz.
Yarın sabah yolda karşılaştığınız 10 kişiye “Günaydın” diyebilirsiniz. Size cevap verilmediğinde bunu kutlayıp, kendinizi reddedilme konusunda uzman gibi görebilirsiniz.
Tarih çok sayıda ret aldıktan sonra başarıya ulaşan birçok ünlü ismi altın harflerle yazar.
Martı Jonathan kitabının yazarı Richard Bach ünlü bir yazar olmadan önce 18 kez reddedilmişti. Farelerle dolu bir garajda “Miki Fare” çizgi kahramanını yaratan Walt Disney, şöhreti yakalayıncaya kadar birçok kere ret almıştı. Basketbol efsanesi Michael Jordan, lise takımı için yapılan basketbol seçmelerinde kısa boylu olduğu için takıma girememişti. Seri otomobil üretiminin yaratıcısı Henry Ford, bu başarıya ulaşmadan önce beş kez iflas etmişti. Ülkemizin kurucu lideri
Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a çıkmadan önce Osmanlı padişahı Vahdettin tarafından sürgüne gönderilmişti.
Bu isimlere reddedilme korkusunu sorsanız eminim “Reddedilmek güzeldir, gelişmenizi sağlar.” derlerdi.
Reddedilmek başarıya giden yolda azimle yürümek demektir. Birçok kez reddedileceğiniz verimli bir hafta dileğiyle…
