Gülseren ÜST POLAT
Ressam Vahap Aydoğan, deprem bölgesindeki çocukların yaşadıkları travmanın etkisini azaltmak ve sosyalleşmelerini sağlamak adına elini taşın altına koyanlardan. Kendisi de depremzede olan Aydoğan, başlıttığı resim etkinlikleri ile çocuklar için umudu yeniden yeşertmeye çalışıyor. “Zor ama umutluyum. Yapacaksak her birimiz kenetlenerek, umut ederek, bu enkazın altından kalkacağız” diyen Aydoğan, tüm sanatçılara çağrı yapıyor: Sahada olalım…
Siz hem depremi yaşayan hem de depremin ardından bölgede birçok ili yakından gören biri olarak öncelikle bize izlenimlerinizi aktarabilir misiniz?
Depremi, simüle edilmiş bir illüzyon hissi ile karşıladım. Yaşadıklarımızın gerçek olduğunu araçlarımızdaki radyolardan öğrenmiş olduk. Ben hayatım boyunca bu denli çaresiz bir kabusa uyandığımı hatırlamıyorum...
Depremzede çocuklar için bölgede çeşitli etkinlikler gerçekleştirmeye başladınız. Bu fikir nasıl doğdu, ne tür etkinlikler gerçekleştiriyorsunuz?
Benim evim de hasarlıydı ve kaldığım barınma alanlarında çocukların yaşadığı travmayı yakından gözlemledim. En ufak bir sarsıntıda çığlık atmaya başlıyorlardı. Belirli bir zaman sonra buna kayıtsız kalamayacağımı fark ettim. Tüm yaşamım boyunca şuna inandım: Bir sanatçı sadece eseriyle duvarları süsleyen biri olmamalı aynı zamanda bir katalizör görevi de görmeli. Bu yaklaşımla bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Çocukların rahatlayabilecekleri bir ortam yaratmak istedim. Sosyal medya üzerinden bir yardım çağrısı yaptım. Şimdi depremden etkilenen çocuklarla birlikte resim yapıyor, oyunlar oynuyoruz. Fakat sahaya ressam olarak yalnız başıma çıkmıyorum. Psikolog, doktor, özel eğitim öğretmenleri ve hemşireler ile bir takım olarak çıkıyoruz. Bu süreçte gördük ki sadece çocuklar değil, anne ve babalar da bu etkinliklerde kendilerini daha iyi hissediyor.
Çocuklarla birebir ilgilendiğiniz için daha fazla gözlemleme şansı bulmuşsunuzdur? Genel olarak çocukların durumu nasıl?
Çadırlar, hastaneler, KYK yurtları ve son olarak okullarda etkinlikler yapmaya devam ediyorum. İlk günlere oranla daha temkinliler. Okullarından çok uzun zamandır ayrı kalmaları da elbette durumu daha da zorlu hale getiriyor. En büyük kaygım travma süreçlerinin uzun sürecek olması. Bugün hiçbir çocuk eve girme isteği sergilemiyor. Ya da girse bile aileleriyle aynı odada uyumak istiyor. Okullarının sağlam olmasından tutun da evlerindeki çatlakları, haberlerdeki enkaz görüntülerini resim etkinliğinde bile anlattıklarına şahit oluyoruz.
Genel olarak neler var çocukların çizdiği resimlerde? Çok etkilendiğiniz bir çizim oldu mu ya da?
Etkinliklerde depremi konu alan birçok resim ile karşılaşıyoruz. Çocuklar haykırışlarını, sözsüz olarak resim ile iletiyorlar bize. Nasıl söylenir bilemiyorum. Hatay’da bir dostum oğlu ve kızı ile beraber yirmi saat enkazda kaldıktan sonra oğlunu kaybetti. Geçen gün bana kızının çizdiği bir resim attı... O resimden çok etkilendim. Kızı, minik elleriyle tabutu, abisini ve mezarlığa kadar giden yolu çizmiş... Anlatırken bile zorlanıyorum. Bu nedenle travmayı hafifletecek ne varsa psikologlar ile beraber her gittiğimiz yerde durum değerlendirmesi yapıp çalışma yapıyoruz.
Şimdiye kadar hangi illerde bu tarz çalışmalar yürüttünüz? Bundan sonraki adresiniz neresi olacak?
Benim birincil önceliğim barınma ve yeme içme gibi koşulların olgunlaştığı alanlarda derman olmak. Hatay, Maraş, Adıyaman’ın şuan farklı öncelikleri var. Öncelikleri ve benim yapacaklarım arasında şu an bir tezatlık oluşur. Şanlıurfa, Diyarbakır illerinde çalışmalarım devam ediyor. Önümüzdeki ay Gaziantep, Adana’da bu etkinlikleri yapmayı planlıyorum. Ardından özellikle Hatay’a grup halinde gitmeyi planlıyoruz.
Siz yolu sanattan geçen herkese bir çağrı yaptınız. Deprem bölgesindeki çocuklara dokunmaları adına. Nasıl karşılık buldu bu çağrı?
Siz dahil bize bu anlamda ses olan, sesimizi duyan, duyurmaya çalışan herkese çok teşekkür ediyorum. Çağrım ile destek olan ve binlerce çocuğa ulaşmama vesile olan gönüllülere de... Ama çayını yudumlarken sosyal medya hesaplarından neler yapmamız gerektiğini anlatan magazin ve sanat camiasından insanların bizlere akıl vermelerini duymak istemiyorum artık. Kim daha iyisini yapmak ya da derman olmak istiyorsa kendilerine bu anlamda yardımcı olacağımızı da belirtmek isterim. Buyursunlar... Onun dışında ressam ya da tiyatrocu veya sanatçı… Tüm sanat camiasına, çadır ya da hastanedeki çocuklara umut olmak adına alanlarda olalım diyorum. İnsana, çocuklara dokunmanın, dayanışma içinde olmanın ne kadar değerli olduğunu bu dönemde daha fazla anladım.
Destek olmak isteyenler size nasıl ulaşabilir?
Destek olmak isteyen herkes @ san_artt, instagram ve twitter hesaplarından ulaşabilirler.

RESİM YAPMAK STRESTEN UZAKLAŞTIRIYOR
Resim yapmak çocukları nasıl etkiliyor?
Resim sözsüz iletişimin, duyguları dışa vurmanın en güçlü kaynağı... 3 yaştan 18 yaşına kadar herkesin kendini ifade etmesinin en güçlü yolunun resimden geçtiğini söyleyebilirim. Afet bölgesindeki çocuklarımız etkinliklerimizde akranlarıyla birlikte sosyalleşiyorlar bir yandan da kendi aileleri ile iletişim kuruyorlar. Oyun oynamak ve resim çizmek onları bu stresli ortamdan bir nebze de olsa uzaklaştırıyor. Rutin olarak gittiğim yerler var. Çocuklar beni görünce temel ihtiyaçların ötesinde resim ile ilgili neler getirdiğimi soruyor. Bu heyecanları da başlı başına ne kadar iyi bir iş yaptığımızın da sağlaması oluyor.