Yasemin SALİH
İstanbul Kadıköy’de büyüyen çoğu çocuk gibi deniz aşığı, Ceyhun Zincirkıran... Tekne tutkusu ise babadan oğula geçen bir miras gibi; ne zaman başladığı bilinmeyen bir yaşam biçimi. Tetra Pazarlama Yönetim Kurulu Başkanı olarak dünyanın dört bir yanına temizlik ürünleri ihraç ederken bir yandan da çocukluk tutkusunu işe dönüştürmeye karar vermiş. “Doğduğumuzdan bu yana bu işin içindeyiz. Babamın teknesi vardı. Şu andaki ortağım Ali ile okul tatile girer girmez teknede yaşamaya başlardık. Okullar açılıncaya kadar da tekneden inmezdik. Ali hep bu sektörün içinde kaldı ben ise iş anlamında yeni sayılırım” diyor.
Neden yıllar sonra tekne işine girdiğini soruyoruz: “Beğendiğim bir tekne vardı. Şirketin Türkiye temsilcisi olmadığını söylediler. O zaman biz yapalım dedik. Tam da pandeminin başında temsilciliği almış olduk.”
İşte, temizlik malzemeleri üreten Ceyhun Zincirkıran’ın Almanya’nın ünlü yelkenli markası YYachts’ın Türkiye temsilcisi olmasının hikayesi böyle. Pandemi ise iki ortağın önceleri şanssızlık olarak gördükleri ama sonra avantaja dönüşen bir süreç olmuş.
Zincirkıran, pandemiden sonra insanların teknelerini sadece denizde değil, marinada da yaşam alanı olarak gördüklerini söylüyor. Bunun etkisinin büyük teknelerde görüldüğünü anlatan Zincirkıran, 80 metrenin üzerinde altı tekne satıldığının altını çiziyor.
Ceyhun Zincirkıran’ın temsilciliğini yaptığı YYachts, büyük tekneleriyle bilinen bir marka. Bu anlamda trend, onları olumlu etkiliyor. Bunun nedenini ise şöyle açıklıyor iş insanı: “Pandemiden sonra seyir değil ikamet denizcileri arttı. Tekne öyle bir şey ki, aldığınız gün gözünüze küçük görünüyor. Keşke bir metre daha büyük olsaydı diyorsunuz. Biz butik bir alandayız. Terzi işi tekne yapıyoruz. Siparişe başlanınca bir yıldan önce tamamlanmıyor. Türkiye’de de böyle bir şeye ihtiyaç var. Motoryatlar yakıt olarak maliyetli. Şu anda motor yatların çoğu marinalarda yatıyor. Dönüşüm talebi var.”
Dönüşüm talebinin arkasında yaşam biçimi kadar iklim kriziyle mücadele de var. Artık güneş enerjisinden faydalanan, jeneratör kullanımını minimuma indiren tekneler; endüstriyel orman kaynaklı ahşaplarla, geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılan köpüklerle inşa edilen yatlar tersanelerden suya indiriliyor. YYachts’ın da bu konuda çok hassas olduğunun altını çizen Zincirkıran, “Şu anda Almanya’daki tersane su bazlı boyalara geçiş yapmak üzere çalışmalar yürütüyor. YYachts’ta kullanılan ahşap malzemelerin tamamı endüstriyel ormanlardan temin ediliyor. Yelkenlilerde tik ağacından yapılan güverteler yerine çok daha az karbon ayak izi bırakan endüstriyel doğal ahşap, Lignia ahşabı kullanılı yor” diyor.
Ceyhun Zincirkıran’a göre yelken, seyahat etmenin en temiz, en ekolojik yollarından biri. Almanya’daki YYachts merkezinin de mümkün olan bütün malzemeleri dönüştürerek değerlendirdiğinin altını çiziyor. 50’den fazla jeneratör yakıtı kadar tasarruf elde eden solar panellerin gürültü kirliliğini de önlediğini anlatan Zincirkıran, şöyle devam ediyor: “Bunların dışında hibrit sürücüler ve büyük akü grupları gibi uygulamalar YYachts’ın sürdürülebilirlik anlamında fark yaratan özellikleri arasında. Örneğin yelkenlilerde kullanılan ekstra geniş akü grupları, klimaların bütün gece Eco modunda çalışmasına ve ertesi gün tekrar rüzgâr ve güneşi beklemesine olanak tanıyor.”
