ŞEBNEM TURHAN
Son dönemde online sipariş uygulamaları vegan seçenekler için aramayı kolaylaştırıcı sistemler devreye alsa da dışarıdan yemek siparişi biz veganlar için hala biraz zor. Gerçekten hem vegan tanımını tam olarak bilmeyen işletmelerin yarattığı tehlike hem de uygulamada seçeneğe ulaşma için harcanan çaba bu işin daha kolay olması gerektiğini hep düşündürüyordu. Bu yönde önemli bir adım ise Vego ile geldi. Vego ile sadece vegan ve vejetaryen yemeklerin olduğu restoranları görüp sipariş verebileceksiniz. Hatta vegan ve vejetaryen yemek sipariş uygulaması Vego, daha uygulamaya geçmeden önce 100 milyon TL değerleme ile tohum öncesi yatırım aldı. Açıklamalara göre “Friends & Family” şeklinde gerçekleşen yatırım turunda öne çıkan isim ise Şerif Aras Doğruel oldu.
Pilot bölge olarak Kadıköy’ü belirleyen Vego, sıfır karbon salımı ve sıfır atık politikasıyla çalışan yemek siparişi uygulaması olmayı hedefliyor. Kullanıcılarıyla iOS ve Android üzerinden buluşacak olan uygulama, başlangıç olarak Kadıköy bölgesindeki vegan ve vejetaryen mutfağı olan restoranları müşterileriyle buluşturacak. Vegan ve vejetaryen beslenme dünyasına uygun olacak şekilde hizmetini projelendiren Vego, sıfır atık ve sıfır karbon salımı için özel olarak çalıştığı paketleme biçimi ile sadece bisiklet ve elektrikli motor ile servis vermeye başlıyor.
Veganların ihtiyaçlarına karşılık verebilecek ve resmen Türkiye’nin vegan popülasyonunun en yüksek olduğu yerde devreye girecek olan Vego’nun kurucusu ve CEO’su Abdullah Faruk Günaydın ile uygulamayı ve neler hedeflediklerini konuştuk.
Günaydın, 1991 doğumlu, 2009 yılında Viyana Teknik Üniversitesinde Bilgisayar Mühendisliği okurken ilk girişimine imzayı atıyor. Arkadaşlarıyla Türkçe konuşan öğrencilerin şehir ve öğrenci hayatı hakkında bilgi alabileceği viyanasozluk.com’u kuran Günaydın, 2013 yılında ailevi sebeplerden dolayı okulu yarıda bırakıp İstanbul’a dönmem gerekti ve burada da çeşitli işlerde (web tasarım, web geliştiriciliği) çalışmaya başladı. Kendisi vejetaryen olan Günaydın bu sürecini şöyle anlatıyor: “Nasıl vejetaryen olduğum konusu ise aslında kademeli oldu. Benim 2 tane kedim var, kendilerini çok seviyorum ve onların asla zarar görmesini, eziyet çekmesini istemem. Sadece kendi kedilerim değil, dışarıda gördüğümüz kedi, köpek, kuş gibi tüm canlılar için de geçerli bu. Eğer dışarıda kedi ya da köpek herhangi bir canlıya zarar verildiği görülse, onu yapan kişinin psikolojisinden şüphe edilir, ağır bir linç yerdi ama bunu diğer canlılara yapmak ve bunu normal görmek bana ikiyüzlülük olarak geldi. Hayvanları sevilecek ve yenilecek olarak ayırmayı bırakmaya ve vejetaryen beslenmeye karar verdim. Hedefim vegan olmak tabii ki ama bunu hiç evde yemek yapmayan, sadece dışarıdan yemek siparişi veren birisi olarak yapmam çok daha zor geldi. Aslında projenin bizim ihtiyaçlarımızdan çıkması da bunun göstergesi. Yani zor olan bu beslenme biçimini herkes için kolaylaştırmak.”
Günaydın, öncelikle kendi sıkıntısını çözmek sonra da tüm veganların iç rahatlığıyla kullanımını sağlamak için kolları sıvıyor. Vego’nun çıkış hikayesini ise şöyle anlatıyor: “Hepimiz gündelik hayatımızı kolaylaştırmak için yemek sipariş uygulamalarını kullanıyoruz. İstanbul, restoran açısından çok zengin bir şehir. Vegan ya da vejetaryen besleniyorsanız, eve yemek sipariş ederken aramalarınızı kelimelerle ne kadar daraltırsanız daraltın, bu restoran kalabalığı arasında size uygun bir yemek bulmakta zorlanıyorsunuz. Şu anda çalışan eve yemek sipariş uygulamalarının optimizasyonu ya da önceliği vegan & vejetaryen yemek sunmak olmadığı için karşınıza sizin aramanız ile ilgili sonuçlar çıkmayabiliyor. Vego’yu kendimizden yola çıkarak, spesifik olarak buna hizmet eden bir uygulama olsaydı nasıl olurdu diye düşünerek kurduk. Vegan ve vejetaryen beslenmenin, sürdürülebilirlik adına en büyük adımlardan biri olduğunu bildiğimiz için, yemek siparişinde karbon salımı, atık politikası gibi sorunları da iyileştirebileceğimiz bir oyun alanı olduğunu fark edince ‘Bunu kesinlikle yapmamız lazım.’ diye düşündük.”
Alınan yatırım konusunda ise yolun başında olduklarını vurgulayan Günaydın, şunları söylüyor: “Şirket değerlememiz yapıldıktan sonra uygulamanın hayata geçebilmesi için friends & family yatırımı aldık. Henüz yatırım turuna çıkmaya yeni başlayan bir girişimiz. Bir tech girişimi olduğumuz için, ilk planımız uygulamamızı kusursuz çalışan bir hale getirmek. Yemek siparişi hizmeti verdiğimiz için lojistik kısmı bizim için çok önemli. Sıfır karbon salımı politikasına uygun filoyu kurmak ve buna uygun teknolojide hem ekipmanları hem hizmet alanını genişletmek ikincil hedefimiz.”
Vego’nun, yatayda ve dikeyde farklı projeleri olan bir girişim olduğuna dikkat çeken Günaydın, “Sürdürülebilir, etik ve sağlıklı bir gelecek için İstanbul’dan başlayarak, karbon nötr şehir çalışmaları yapmak, üreten ve kendine yetebilen şehir modelleri yaratmak, nüfus yoğunluğunun fazla olduğu büyük şehirlerin, insanların yaşamaktan yorulduğu, nefes alamadığı, yetemediği - yetişemediği değil de dönüşümüne tanıklık edip, bir parçası olmaktan keyif alacakları bir ‘Örnek Şehir’ versiyonuna getirmek büyük resimde izlemek istediğimiz yollardan birkaçı. Aldığımız, alacağımız yatırımların sadece bizim büyümemizde değil, bu dünyayı paylaştığımız herkesin farkında olacağı şekilde iyileşmelere sebep olması niyetimiz” diye konuştu.
