OKAN ALTAN
Paris’te bu hafta düzenlenen Mondial de l’Auto otomobil fuarında Renault Grubu, Renault, Dacia, Alpine ve Mobilize markalarını sergilerken, Fransızların teknolojik ve ekolojik dönüşüme olan bağlılığını da vurguladı. Tam yedi dünya prömiyeri ve en son teknolojilere sahip iki konsept otomobil ile yüksek mühendislik ve kreatif tasarım kabiliyetlerini sergiledi.
Renault Pro+ bölümünde fütüristtik tasarımıyla Estafette geleceğin ticari aracının yanında HYVIA ortak girişimi kapsamında hidrojen mobilitesine odaklanan Master H2-Tech prototipi, yeni Duster ve yeni Spring modellerinin yanında 2025’ten itibaren Dakar Rallisi ve Dünya Ralli Şampiyonası’nda yarışacak Sandrider prototipiyle artık sınıf atladığını herkese kabul ettiren Dacia’nın B segmentindeki liderliğini pekiştirerek C segmentine giriş yaptığı yepyeni Bigster modeli büyük ilgi topladı. Diğer bir köşede ehliyetsiz de kullanılabilen elektrikli dört tekerlekli bisiklet Duo ile şehir içi ve banliyö ortamlarına yönelik mikro araç Bento ile elektrikli dünya için hazırlanan Mobilize markası da, bizleri geleceğin dünyasına taşıyordu. Fakat elektrikli spor fastback A390_β, önümüzdeki yaz yollara çıkacak A290, 6 silindirli hidrojen motoruyla donatılmış Alpenglow Hy6 prototipinin yeni versiyonu ve ikonik A110’un kişiselleştirme seçenekleriyle sunulan en son versiyonuyla Alpine markası da artık stratejik planı kesinleştirilmiş olarak karşımızdaydı…
2,500 metrekarelik stantta, yeni nesi Renault 4’ün dünya prömiyeri yapılırken, yan sahnelerde de E-Tech elektrikli araçları arasına girecek yeni Twingo prototipi, yenilikçi özellikleri ile satışa çıktığı anda ilk üretim planlarının tamamı “yok satan” Renault 5, modern tasarımı ve verimliliği ile 2024 Yılın Otomobili seçilmiş Scenic, Ora Ïto dizaynı R17 Restomod ile E-Tech tam hibrit Symbioz ve Rafale gibi modeller sergilendi.
Fakat, R4’ün hemen arkasında Renault’nun ‘asıl oğlan’ı Emblème, sessizce Renault grubunun sürdürülebilir kalkınma ve dekarbonizasyon hedeflerini temsil eden en şaşırtıcı özelliklerle donanmış konsept olarak görünüyordu.
Otomotiv dünyasında çevre dostu bir dönüşüm rüzgarı eserken, Renault Emblème, bu devrimci hareketin en çarpıcı örneklerinden biri olarak sahne alıyor, iklim değişikliği ile mücadelede karbonsuz mobiliteyi sağlamak üzere taşıdığı tekniği bizlere gösteriyordu. 2040 yılı itibarıyla Avrupa’da, 2050’ye kadar ise dünya genelinde net sıfır karbon hedefine ulaşmayı amaçlayan marka, araç tasarımında köklü bir dönüşüm gerçekleştirmeye kararlı olduğunu da Emblème ile hatırlatıyordu.
Sadece yeni bir otomobil fikri olarak değil; aynı zamanda sürdürülebilir bir geleceğin laboratuvarı olarak sunulan Emblème, araçların yaşam döngüsü boyunca karbonsuzlaştırma sürecini en üst düzeye çıkarmak adına titizlikle tasarlanmış. 2022 yılında gördüğümüz Scenic Vision H2-Tech konseptini temel alan Emblème, mevcut benzer araçlarla karşılaştırıldığında 5 ton CO2 eşdeğeri salım farkıyla sera gazı emisyonlarını yüzde 90 oranında azaltmayı hedefliyor. Bu çarpıcı başarı, geri dönüştürülmüş malzemelerin, doğal bileşenlerin ve tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim süreçlerinin akıllıca kombinasyonuyla elde edilmiş. Ayrıca, döngüsel ekonomi ilkeleri doğrultusunda, yeniden değerlendirilen parçaların ve çevre dostu üretim süreçlerinin kullanımıyla, hem tasarım hem de mühendislik alanında yeni ufuklar da açıyor.
Renault markası baştasarımcısı Gilles Vidal’ın hazırladığı estetik ve aerodinamik verimliliği bir araya getiren bir tasarım anlayışını temsil eden Emblème, sportif hatları ve akıcı formu ile dikkat çekmesinin yanında, aerodinamik optimizasyon ile hem görsel hem de performans anlamında etkileyici bir denge kuruyor. Geleneksel yan aynalar yerine entegre kameraların kullanılması, rüzgar akışını optimize ederken, gövdeye entegre kapı kolları ve gizli silecek sistemleri de aerodinamik sürtünmeyi minimize ediyor. Formula 1 teknolojisinden esinlenen aktif difüzör ve hava akışını yönlendiren detaylar, Emblème’nin aerodinamik verimliliğini artırırken, 0.25’e indirilebilmiş sürtünme katsayısı, bu başlıkta da en iddialı otomobillerle başa çıkacak düzeyde. Böylece Renault’un hem mühendislik hem de tasarım alanındaki yetkinliğini bir kez daha fark ediyoruz.
4,8 metre uzunluğunda ve 2,9 metre dingil mesafesiyle Emblème, geniş iç mekanı ve konforlu sürüş dinamikleri ile hem geniş bagaj kapasitesi hem de rahat yolcu alanıyla da aileler için ideal bir yol arkadaşı olmak istiyor. Renault logosundan ilham alınarak oluşturulmuş ışık imzası, hem yüksek teknoloji hissi veriyor hem de kolayca tanınabilir bir estetik sunuyor.
Emblème’nin hafif yapısı, ekolojik tasarım anlayışı ile birleşerek, toplam ağırlığın 1,750 kg’a indirilmesini sağlamış. Bu sayede, benzer boyuttaki hibrit SUV ve elektrikli araçlardan daha az CO2 emisyonu sunacağı da tahmin ediliyor.
İki farklı enerji kaynağına sahip güçlü güç aktarma organı, günlük şehir kullanımı için yeterli ‘geleneksel’ şarj edilebilir batarya ve uzun mesafe seyahatleri için hidrojen yakıt hücresi, bu araçta bir araya getirilerek ideal denge oluşturulmak istenmiş. Nadir toprak elementleri içermeyen 160 kW’lık e-motoru ve 40 kWh’lık NMC bataryası, hafifliği ve çevre dostu yapısıyla menzilini günlük seyahatler için oldukça yeterli yapıyor.
30 kW gücündeki hidrojen yakıt hücresi sistemi, düşük karbonlu hidrojenle çalışarak uzun yolculuklar için enerji sağlarken; Emblème, tek sefer hidrojen dolumuyla 1.000 km’ye kadar menzil sunabiliyor. Bunu da, notlarımıza modern mobilitenin sunduğu konfor ve verimliliğin eşsiz bir örneği olarak yazdık.
Emblème’nin geliştirilmesi sürecinde, 20’den fazla uzman partner Renault ve Ampere ile işbirliği yaparak, çok farklı alanlardaki teknolojilerini bir araya getirmişler. Otomotiv sektöründe karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşmak için yeni bir yol haritası çizen bu ortaklık, sektörün yenilikçi düşüncesine ve sürdürülebilir bir gelecek için gereken kolektif düşünme biçimine çok iyi bir örnek.
Otomotiv dünyasında sürdürülebilirliğin ve inovasyonun simgesi haline gelme şansı olan Emblème, Renault Grubu’nun elektrikli araç teknoloji birimi Ampere tarafından tam teknik ayrıntılarıyla ayrıca tanıtılacak. Renault’un bu cesur adımı, gelecekteki mobiliteye yön vermek için de önemli…
