OKAN ALTAN
Geländewagen efsanesinin artık elektrikli olacağını ilk kez duyduğumuzda, isminin EQG olacağını tahmin ediyorduk. Fakat hayran olduğumuz “çılonk” diye açılıp kapanan menteşeleri, dışta aşırı sağlam kapıları, hayranlıkla içinde oturduğumuz dik camlarla çevrelenmiş akvaryum benzeri bir alan hissiyle kabiniçi, yuvarlak farları, köşeli tasarımı ve hatta önde klasik sinyalleriyle G-Klasse’nin adını değiştirmeden, EQ teknolojili G580 denilmiş. EQ’lu yeni Mercedes G-Serisi, arazi kabiliyetindeki liderliğine ilk tam elektrikli versiyonuyla devam ederken, gövdesinde ikonik köşeli siluetini koruyor. Orijinal karakterine sadık kalıyor ve yine merdiven şasisi üzerinde fakat e-motor ve entegre bataryasıyla daha da güçleniyor ve çevikliğini yükseltiyor.
Çift salıncaklı bağımsız ön suspansiyon ve yeni geliştirilen rijit De-Dion arka aks kombinasyonuna lityum-iyon bataryanın düşük ağırlık merkezi eklenerek, asfalttan gevşek zeminlere dinamizm de maksimize edilmiş.
Kullanılabilir 116 kWh bataryasıyla ve 217 kW maksimum geri kazanım kapasitesiyle menzili 473 km olan G-elektrik, DC’de 32 dakikada 200 kW ile şarj olurken, 15 dakikada 170 km artı menzil kazanıyor.
Önde ve arkada iki ayrı ünitede her tekerleğe bağımsız tork sağlayan e-motorları, maksimum 432 kW yani 587,4 toplam beygir gücüne sahip ve diferansiyel kilitlerinin işlevini sanal olarak üreterek akıllı tork vektörleme ile 1164 Nm’sini dört tekerine dağıtıyor.
Özel bir redüksiyon oranı ile sürüş kuvvetini artıran eski diferansiyel kilitleri tuşları yerinden seçilebilir elektronik Low Range arazi vites küçültme ile off road sürüşte önemli avantaj sağlıyor. G-turn gibi aracın düşük tutunma gösteren yüzeylerde kendi etrafında tank dönüşü yapabilmesi de, G-steering ile arazide dar dönüş açısıyla yönlendirme kabiliyeti gibi bonusları da söz konusu…
3 vitesli akıllı arazi ağır vites fonksiyonu Offroad-Crawling sisteminin, hız sabitleyici gibi çalışması ile sürüşe daha fazla odaklanma ve optimum çekiş gücünü nasıl koruduğunu, Fransa Montpellier’de katıldığımız ilk test sürüşlerinde şaşkınlıkla deneyimledik. Zira böyle bir kabiliyetin mekanikten elektrikliye uyarlanabileceğini açıkçası beklemiyorduk…
G-class 580’in uygun yüzeylerde %100'e kadar tırmanma kabiliyeti, 35 dereceye kadar yan eğim geçişi, normal motorlulardan 15 cm daha fazla, 850 mm su geçiş derinliği, 555/1.990 lt yükleme hacmi, 415 kg taşıma kapasitesi ve 3,1 ton ağırlığına rağmen 4,7 saniyede 0-100 km/h hızlanması da, içten yanmalı motorlulardan farksız, hatta daha iyi bile… 100 km’lik arazide 30,3 ve otobanda 27,7 kWh tüketimine böyle bir canavarda normal karşılayabiliriz.
Sırası gelmişken belirtelim; diferansiyel ve tekerlek bağlantılarıyla sabit bir arka aks olan De Dion tasarımı, tekerleklerin dikey hareketlerini birbirinden bağımsız olarak sağlıyor ve zemindeki düzensizliklerle daha iyi esneklikle başa çıkıyor. Denge ve stabiliteyi artırıyor, özellikle virajlarda ve yüksek hızlarda performansı iyileştiriyor. Ayrıca, arka tekerleklerin büyük izleme açılarının performansı yükseltiyor.
Karakteristik homurtularına ek Aura ve çeşitli “durum” sesleri de katan G-roar ile elektrikli sistemini özel efektlerle duyuran Geländewagen, yeni A sütunu kaplaması, aerodinamizmini optimize eden tavan spoiler şeridi, opsiyonel siyah panelli panjuru, hafifçe yükseltilmiş kaput ve arka tekerlek kemeri çıkıntılarında bulunan hava perdeleri ve arka kapı üzerindeki tasarım kutusuyla tasarımda farklılıklarını ancak çok dikkatli gözlere gösteriyor.
‘Şeffaf kaput’ kamera sistemiyle sürüş kontrol ünitesi ve yeni off road-cockpit dijital işlevleriyle arazi sürüşlerinde artık amatörlere de şans tanıyan EQG580’in genel performansta G450 dizel, G500 benzinli ve hatta AMG63 ‘ICE’ versiyonlarının önüne geçebilmesi, aslında profi sürücülerin dizginlerini zorlayacak.
Kastenwagen ticari haliyle G-Wagen’lerin kullanım ömürleri halen devam eden orijinal 460 serisi Geländewagen, 1979’da satışa sunulduğunda 4 kapılı wagon için 2.850 mm'lik uzun dingillisinin yanında iki kapılı kutu ve cabrio için 2,4 metrelik kısa dingil mesafelisi seçenekleriydi. Şimdi Magna Steyr tesislerinde adeta elde üretilen son Geländewagen, elektriklisinde bile içten yanmalı motorlu kardeşleriyle aynı kumaştan kesildiğini kanıtlıyor, adının hakkını veriyor ve bildiğimiz G-Serisi olmaya devam ediyor.
Her ayrıntısında dayanıklılığını gördüğünüz, beklediğimiz gibi torsiyonel rijiditesi ekstrem seviyedeki bu son G’ye de bir dağcı gibi tırmanarak binebilmeniz, arazide maksimum esneklik ve güvenilir çekiş, spor moduna tepelerin üstündeki bozuk yollarda adeta karting pistinde gibi uçuk bir hızda ilerlemeniz, dört e-motor’un kuvvetini dört tekere dağıtım yeteneklerini yaşamanız, önde tam bağımsız çift salıncaklı suspansiyonla yol tutuş ve direksiyondaki hassasiyet, bu arada sürüş konforunun stabilize yolda bile otoban keyfi vermesi… Hepsi, muhafazakar tasarım ile ilerici mühendisliğin nasıl başarıldığına şaşırtıyor.
Arazi monitörü ve kameralar sayesinde suspansiyon hareketini, eğimi ve görülmeyen inişleri izleyebilmeniz, dar köşelere sahip çakıllı patikalardan slayt atarak kıvrılmanız, G’ler için yepyeni kolaylıklar.
İçten yanmalıların motor freni gibi hidrolik freni rahatlatmak için yüksek yüklerde ve düşük hızlarda e-motorların ısınmasına karşı korumak için, geri kazanım yardımıyla arazi rampalarında aracı yavaşlatan direnç oluşturulabilen, Rock modunda vites küçültmeyle birlikte güç pedalını kullanmadan otomatik tırmandıran ‘karınca vitesi’ itişi de, doğa içi gezintilerde keyfi artıracak.
Sınırlarını kayaların asimetrik düzende sıralandığı yerlerde sergilemekten çekinmeyen G580, ‘homurdanarak’ ilerlerken, bataryasının zarar görmemesi için tam ortadan kendi ağırlığını bile taşıyacak, aşırı yüklere dayanacak şekilde tasarlanmış kalın fiber kompozit plaka alt korumasının amacını hatırlatıyor. Derin sulardan geçerken de, batarya paketinin sızdırmazlık ve burulma sağlamlığı açısından yüksek gereksinimleri karşıladığını fısıldıyor.
Sonuçta; elektrikli G de, muhtemelen gezegenimizdeki en yetenekli off-road araçlarından biri… Üstelik gelenekle geleceğin buluşmasını benzersiz şekilde simgeliyor…
