‘Ashley Joy’ ile kişisel bakım alanında çok başarılı bir marka yarattınız ve bir Türk markası olarak epey ünlendi. Bu başarıyı neye borçlusunuz?
Bunun tam cevabı işimi severek ve gönülden yapmam... Bir de benim sırrım, zamanı iyi kullanabilmek… Zamanı doğru yönetirseniz işinizde efektif olduğunuz kadar kendinize ve sevdiklerinize de vakit ayırabilirsiniz. Benim hayat felsefem bir şeyi yaptığın zaman elinden gelenin en iyisini yapmak üzerine... Dolayısıyla işimde de kendi hayatımda da konu ne olursa olsun onun hakkında önce araştırırım, bilgi sahibi olmaya özen gösteririm ve yapacağım şeyi layığıyla yapmaya değer veririm. Bundan 7 sene önce inanarak hayata geçirdiğim Ashley Joy markama çok inandım ve gerçekten de hiç bıkmadan, yaptığım işi severek çok ama çok çalıştım.
Ürünlerin içeriklerini nasıl oluşturuyorsunuz?
Ashley Joy’un doğuşu, doğanın nimetlerine, içinde barındırdığı güzelliklere ve şifaya dayalı… Dolayısıyla doğanın özleriyle sürdürülen bir marka Ashley Joy ve her bir ürün de etkisine uygun doğal içeriklerle formüle ediliyor. Her bir içeriği özenle araştırıyor, bu anlamda titizlikle çalıştıktan sonra doğanın güzelliğini herkese ulaştırıyoruz. Hiçbir canlıya zarar vermeden yeni ürün çıkarmak ilk maddemiz; bu hiçbir zaman esnemeyeceğimiz bir konu... Aslı Şen ve Ashley Joy olarak hayvana, doğaya, dünyaya saygı en büyük görevimiz…
Dünyada birçok ünlü kendi güzellik, kişisel bakım, kozmetik markasını yaratmaya başladı. Siz bunlardan hangilerini beğeniyor ve takip ediyorsunuz?
Iman’dan Jessica Alba’ya, Kylie Jenner’dan Rihanna’ya, Ariana Grande’den Lady Gaga’ya aklınıza gelen birçok starın günümüzde kendi güzellik markası var. Bunların birçoğu kendi konusunda uzman üreticilerle markalarını çıkarıyor ve birçoğunun da esasen renkli kozmetik alanında olduğunu gözlemliyoruz. Konuya oldukça ilgili biri olarak hem dünyada hem de ülkemizde bu alanda yapılan girişimleri yakından takip ediyor, mümkün olduğunca da deneyimleyerek yorumlarımı paylaşmaya özen gösteriyorum. Açıkçası ünlülerin kendi markalarını çıkarmasını yadırgamıyorum çünkü ekranda tüm güzelliği ile takip ettiğimiz bu isimler güzellikleri, bakımları, saçları ve makyajlarıyla adeta birer ilham kaynağı… Ancak burada en hassas konu kişinin kendi kullanmayacağı yani içeriğine inanmadığı, güvenmediği ürünü tamamen ticari odaklı piyasaya çıkarması ki bu da gerçekten kullanıcıları büyük bir riske sürükler. İşte buna tamamen karşıyım!
En son hangi ürünler çıktı?
En son saç sirkelerimizin müjdesini verdik. Uzun zamandır heyecanla beklenen saç sirkelerimiz gibi çalışmalarımıza hiç ara vermeden yepyeni ürünler geliştirmeye devam ediyoruz. Ashley Joy’u kurarken hedeflerimin en başında hep ulaşılabilir fiyata, en iyi ve en çözüm odaklı, efektif bakım ürünlerini sunmaktı… Dünya markalarının yaptığı serumu ya da kremi, hatta esasen bu konuya oldukça ilgili biri olarak, olması gerekeni, hayal ettiğim formülü geliştirebildiğim noktada anti aging kısmına da girmeyi hedefliyorum.
Sizin influencer’lık yolculuğunuz nasıl başladı?
Sosyal medya var olduğundan beri içindeyim. Açıkçası influencer olma noktası da zaman içinde oldu. İçerik paylaşırken her zaman etik kurallara çok önem veriyorum. Ashley Joy ve Aslı Şen olarak iki hesabım var ve ikisini de kendim yönetiyorum. Bana açık çek verip, ‘Şu içeriği paylaşır mısınız’ diyen çeşitli markalar oluyor ama ben kişisel olarak kullanmadığım, fikrine inanmadığım markaları tavsiye etmemeyi tercih ediyorum. Bu benim için çok önemli. Takipçilerimle aramızda bir güven bağı var. ‘Aslı Şen söylüyorsa doğrudur, güvenilirdir’ diyorlar. Buna önem verdiğim için önerdiğim ürünleri dikkatle seçiyorum. İşim gereği de Instagram günümüz dünyasında kaçınılmaz zaten; bunu dünya markalarından, dünyaca ünlü isimlerden de çok net gözlemliyoruz. Sosyal medyanın esiri olmadan, hayatımın önceliklerini etkilemeyecek şekilde kullanıyorum sosyal medyayı...
Aslı Şen’e ‘Güzellik rutinleriniz neler’ diye soruyoruz, şöyle yanıtlıyor: “Hem işim kozmetik olduğu hem de göz önünde olduğum için yılın 365 günü ne yaptığım önemli... Ancak bunu da böyle sınırlandırmayayım çünkü kendimi bildim bileli bakımıma, kişisel hijyenime özen gösteren biri oldum. Haftada bir gün mutlaka bakım maskelerimi yaparım. Haftanın 4 günü de spor yaparım. Sporun ruhuma da çok iyi geldiğine inanıyorum. Bakımlarımı hiç aksatmadan ve düzenli yaparım”. Akşam eve gelir gelmez makyajını silmeden yatmadığını belirten Şen, “Pazar günü benim için bakım günüdür. Bu bakım yalnız cildim için değil, çok kapsamlı bir bakım... Dolap bakımı, dolap detoksu, çekmece düzeni, kremleri kombinlemek, içerik bakmak ve kapsamlı bir bakım günü şeklinde oluyor. Hepsini de kişisel merakımdan, keyifle yapıyorum. Mesela aynı etkiyi sağlayan benzer ürünleri deneyerek, kıyaslıyorum. Kremlerin formüllerini okuyorum, sonra kombinliyorum. Yüzümde bizzat deneyerek, her bir ürünü test ediyorum. X markası ile Y markasını kıyaslıyorum. Kışın yaptığım uygulamalar başka, yazın başka; sabah ritüelim başka gece başka” diyor.
