Tunç DİPTAŞ - YÖNETİM
Fransız filozof Blaise Pascal dünyadaki bütün problemlerin bir odada bir süre sessizce oturabilme yetisine sahip olmayan insanlardan kaynaklandığını söyler.
İtiraf etmeliyim, ben de bir odada bir süre sessizce oturabilen birisi değildim. Eskiden, insanlar bana “nasılsın” diye sorduklarında “çalışıyorum” ya da “çok meşgulüm” diye cevap verir, bundan gurur duyardım.
Sürekli bir iş peşinde koşuyor olmak, hızlı hareket etmek, birden fazla işi aynı anda yapmak, günde 16 saat çalışmak övündüğüm özelliklerim arasındaydı.
Günümüz dünyasının daha fazlasını talep ettiğini biliyor; çalışmadığım, meşgul olmadığım, boş kaldığım zamanlarda kendimi huzursuz hissediyordum. Tatile gittiğimde garip bir suçluluk duygusu içimi kaplıyor, çalışmadığım anlarda hayat kontrolümden çıkıyor gibi hissediyordum.
Yıllarca aynı tempoyla yaşamaya devam ettim. Ta ki gün gelip bu yüksek temponun bedelini anksiyete, depresyon ve sonrasında çeşitli hastalıklar edinerek ödeyene kadar… Hastalıklar iş performansımın düşmesine, ilişkilerimin bozulmasına neden oluyor, bu duruma sinirleniyor hayatı istediğim gibi yaşayamıyordum.
Değişmem gerektiğine işte o zaman karar verdim. Çok sayıda doktorla görüştükten sonra alternatif tip konusunda uzmanlaşmış bir doktorla tanıştım ve onun bana söylediği bir söze hayran kaldım:
“Belki de vücudun senin yavaşlamanı istediği için hastalanıyorsundur.”
HAREKET İÇİNDE BULUNARAK HAYATI KONTROL EDEMEZSİNİZ
O zaman anladım ki hayatı kaliteli yaşamak, performansı artırmak, sağlıklı ve anlamlı bir yaşam kurmak için yavaşlamayı, dinlenmeyi öğrenmem gerekiyor.
Böyle durumlarda çözümü sözüne güvendiğim kişilere akıl danışarak bulurum.
Amerikan Donanması’nın özel kuvvetlerinde çalışan bir arkadaşıma ulaşıp stresi nasıl yönettiğini, zorlu koşullarda nasıl yavaşlamayı becerdiğini sordum. O da bana eğitimleri sırasında kullandıkları ve mottoları haline gelen bir cümleden bahsetti: “Slow is smooth; smooth is fast”. “Yavaş, dingindir; dingin hızlı” anlamına gelen bu sözün kendilerine sürekli hatırlatıldığını ve özellikle kurtarma operasyonları sırasında bu sayede daha yavaş ama daha dingin ve güvenli hareket ettiklerini vurguladı.
Başarısız olma, geride kalma, yalnız kalma korkuları yüzünden yeterince dinlenmediğimizi; hayatta kalma içgüdüsüyle sürekli hareket içerisinde bulunarak hayatı kontrol etmeye çalıştığımızı anlattı. Ancak böyle davranmanın sonucunda; yani daha fazla çalışarak, iki işi aynı anda yaparak, acele ederek aslında daha fazla hata yapıldığını belirtti.
Yapılan araştırmalar da Özel Kuvvetler’de çalışan bu arkadaşımı haklı çıkarıyor. Yavaşlamaya, dinlenmeye özel çaba harcayan liderlerin daha özgün, daha mütevazi ve daha yaratıcı olduklarını, sadece kendilerine değil etraflarındaki insanlara daha nazik ve iyi davrandıklarını, amaçlarını ve hedeflerini net olarak bildiklerini, anda kalabildiklerini, daha az hata yaptıklarını gösteriyor.
İşte bu yüzden,
Güne başlamadan uzun bir yürüyüş yaparak nelere şükretmeniz gerektiğini kendinize hatırlatın. Gün içerisinde, bazen bir, bazen on dakika hiçbir şey yapmayarak sessizce kendinizi ve etrafınızı dinleme alıştırmaları yapın.
İki işi aynı anda yapmaya çalışmaktan, multi-tasking denemelerinden, insanları dinlerken bir gözünüzle telefonunuza bakma alışkanlığından vazgeçin.
Bir işten diğerine geçerken kısa molalar verin. Mümkünse gün içerisinde 20-30 dakika uyuyun.
Bir restorana vardığınızda, uçakta, trende, arabanızda sosyal medyaya bakmak yerine insanları gözlemleyin.
“Meşgul” anlamına gelen İngilizce “busy” kelimesinin Çince’deki karşılığı “Kalbi yok etmektir.” Kalbinizi yavaş yavaş yok etmek yerine hayatınızı yavaşlatın.
Daha iyi bir lider olmak, hayati anlamlandırmak, kendinize, etrafınızdakilere değer katmak için daha çok dinlenin.
Spot: İki işi aynı anda yapmaya çalışmaktan, multi-tasking denemelerinden, insanları dinlerken bir gözünüzle telefonunuza bakma alışkanlığından vazgeçin. Bir işten diğerine geçerken kısa molalar verin.
