Özge YAVUZ
Hikayeyi başa sararsak, oyunculuktan moda sektörüne geçiş süreciniz nasıl başladı?
Oyunculuktan sonra aslında moda gibi spesifik bir sektöre geçiş yapmak gibi bir hedefim yoktu. Instagram’da var oluş tarzımın bir yansıması olarak beni seven ve ilgi gösteren takipçilerim zaman içinde artış gösterdi. Buna ek olarak daha önceden rol aldığım dizilerin tekrarlarının yayınlanmasıyla da genç jenerasyonların radarına girdim ve tüm bu etkileşimle güzel bir topluluk haline geldik. Bu dönemde farklı sektörlerden farklı markalarla çalışmalarım oldu ve olmaya da devam ediyor. Sanıyorum ki giyim tarzımın beğenilmesinden dolayı moda sektörüyle olan ilişkim daha çok ön plana çıkıyor. Bu konuda takipçilerimden yüzlerce güzel mesaj alıyorum.
Peki stil ikonluğu nasıl eklendi bu rotaya? Moda severler tarafından ilgiyle takip edilen bir isimsiniz. Peki siz modayı nereden ve nasıl takip ediyorsunuz?
Modayı takip etme konusunda ısrarlı bir bakış açım yok. Sadece her sezon koleksiyonlardan stilime uygun parçaları seçip gardrobumda var olanlarla kombinliyorum. Elbette sosyal medya 
algoritmaları dur durak bilmeden çalışıyor ve ister istemez ilgi alanınız olan konuları önünüze getiriyor. Böylelikle siz araştırmadan her şey önünüze hazır olarak geliyor.
Sosyal medyada özellikle hangi yıldan sonra takipçi sayınız hızla artmaya başladı? Kişilere örnek bir rol model olmakla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Kesin bir tarih vermem çok zor, takibini de yapamadım açıkçası. Doğal gelişen bir süreç oldu. Sanırım kızım Emine’nin büyüdükçe telefonla fotoğraflarımı çekme merakı ve benim ona poz vermekten keyif almam bu konudaki ilk işaretler oldu. Hayatımı ve stilimi yansıtan ilgi çekici sosyal medya postları yayınlarken kendimi bir anda influencer dünyasının içinde buldum. Sonrasında mutfağa olan ilgim ve özellikle tatlıya olan merakım, ev dekorasyonu ve spor gibi konuların eklenmesiyle paylaşımlarım çeşitlendi. Zaman içinde takipçilerimle aramda sıcak ve samimi bir akış oluştu. Onlardan aldığım yorumlar ve eleştiriler benim için çok değerli. Vakit buldukça okuyor ve içtenlikle değerlendiriyorum. Rol model konusuna gelirsek, bu tanımının benim için oldukça iddialı olduğunu düşünüyorum. Eğer örnek olacak bir yönümü göstermek isteseydim, toplum yararına sosyal fayda sağlayan çalışmalarımla olmasını tercih ederdim.
Sizi oyunculuk günlerinizden de tanıyoruz. Şimdi İpekyol markasının reklam filminde oynadınız. İpekyol’la yollarınız nasıl kesişti?
İpekyol, ilk defa bu sezon bir televizyon reklamı projesiyle ekranlarda yer aldı. Benim için özel yeri olan bir markanın böylesine önemli bir çalışmasında yer almak çok keyifliydi. Ayrıca reklam filminin içeriğinin doğallığı ve enerjisi çok hoşuma gitti. Hatırı sayılır bir süredir İpekyol ile birlikte projeler yapıyoruz. İlk bakışta kendime yakıştırdığım özel bir marka olduğunu düşünüyorum. Benim genel stilime bakarsanız zaten markanın kimliği ve DNA’sı ile uyumlu bir ikili olduğumuzu görebilirsiniz. Sanırım markanın yetkilileri de bunu hissetmiş olmalılar ki yollarımız kesişti. Sevdiğim ve çok uzun yıllar eşlik etmekten keyif alacağım bir yol arkadaşı...
Giyim tarzınızı nasıl ifade edersiniz?
Özgür, rahat ve etrafına uyum sağlayabilen bir bukalemun gibi giyindiğimi düşünüyorum.
Yasemin Özilhan’ın bir günü nasıl geçiyor? İş ve ev hayatı arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz? Evde nasıl vakit geçirirsiniz?
İş ve ev hayatı arasındaki dengenin, sağlıklı ve mutlu bir hayat sürmek için önemle korunması gerektiğine inananlardan biriyim. Bu sebeple her ikisini de en iyi şekilde yapmak için planlı olmaya büyük özen gösteriyorum. Günlük rutinlerim var. Sabah çocukları okula gönderdikten sonra, standart işlerimin dışında sporumu hiç aksatmadan yaparım. O günün programında özel bir şey yoksa mutfağa girer, yemekler ve özellikle en sevdiğim tatlıları yaparım. Mutfağa girmek ve sevdiklerimi yeni tatlarla buluşturmak benim için hem keyif hem de bir anlamda hobi.
Spor yapıyor musunuz?
Hobilerimin yanı sıra, akşamları eşimle birlikte spor yapmak, ailece karavan gezilerine çıkmak, bisikletle dolaşmak gibi hayatımıza renk katan ortak hobilerimizi de yapmaktan büyük keyif alıyorum.
Güzellik ritüelleriniz var mı?
Benim için güzellik, sağlıklı beslenme ve iyi nemlendirilmiş bir cilt demek. Sağlıklı beslenme kısmını özellikle koyu yeşil gıdalar ve smoothie’lerle destekliyorum. İçerdiği vitamin ve minerallerle bağışıklık sistemimi desteklerken, antioksidan içeriğiyle vücudumun detoks sistemine yardımcı oluyorum. Bunun dışında arada bir de hamama gidip vücudumun rahatlamasına olanak sağlıyorum, nemlendiricilerle destekliyorum. Genelde güzellik ritüellerim, bol nemlendiricili banyo sonrası seansları oluyor.
Anneler Günü yaklaşırken, bu konuda da soru soralım… Annelik nasıl bir duygu?
Annelik her yaş döneminde farklı hissettiriyor. Başlangıçta sana yüzde 100 ihtiyaç duyan bir canlıya şefkat ve sorumluluk duyuyorsun, sonra büyüdükçe ilişki geliştiriyorsun birlikte. Aynı anda hem öğretmen hem öğrenci olmak gibi bir duygu, sürekli bir bilgi alışverişi var. Gün geçtikçe de üstüne eklenen bir sevgi kumbarası gibi, her gün bir öncekinden daha fazla sevgi barındırıyor. Ben biraz çocuk ruhlu olduğum için sanırım, iki yakın arkadaşım varmış gibi hissediyorum çoğu zaman.
