Canan Demiray
Sadık ile başlayan Adil’e dönüşen karakterin kullandığı farklı yöntemleriyle adaleti sağlaması ne kadar mümkün olacak, ya da adalet eskisi kadar önemli olacak mı? Ay Yapım’ın yapımını üstlendiği, Uluç Bayraktar’ın yönettiği ‘Kötü Adamın 10 Günü’nünde bu sorunun cevabını arayacağız…
Nejat İşler’in canlandırdığı, hayatın şimdiye kadar sorduğu sorulara doğru cevabı bir türlü vermediğinden şikayetçi Adil’in kendi kusurlarını ve ahlaki ikilemlerini açığa çıkaran çeşitli karakterlerle karşılaşacağı, 10 günlük macerası yeni filmde izleyicileri bekliyor. Felsefi sorunları olayların akışı içinde irdelediği, geçmişle hesaplaşmaları ve ağrılarının yükü üstünde, çözmesi gereken gizemlerin peşinde adalet iyilikle sağlamak çok da mümkün değil noktasına geliyor.
HAYATLA BAĞI YOK AFORİZMALARI SEVİYOR
Ana karakterimiz Sadık Demir, eski bir avukat. Eski olmasının nedeni ise karısı Rezzan’dan yediği kazık. Karısı bir üç kağıda karışıyor, Sadık da onun yerine suçu üstlenerek 7 yıl hapse giriyor. Fedakarlığı ödüllendirilmediği gibi çilesi burada da bitmiyor, karısı tarafından terk edilen adam, avukatlık lisansını da hapse girince kaybediyor. Yediği bu kazıklar içindeki iyiliği ve merhameti henüz öldürmemiş ki çevresindeki insanlar hala olan “İyi Adam” yakıştırması yapıyor.
Hayatla sağlam bir bağı yok, bir daldan bir dala savrulmaya müsait. Okumaktan hoşlanıyor, dedektifliğe meraklı, aforizmaları da seviyor. Rüyalarını hiç üşümeyeceği ve huzur bulacağı tropik bir ada süslüyor. Sayıları seviyor, sabır ve sakinleşmeyi klasik müzik temposunda buluyor.
GARİP AMA AKICI BİR HİKAYEYE YOLCULUK
Cinayetle başlayan film bizi olayın iç yüzünü aydınlatacak ve hikayenin döngüsüne ortak edecek olan Sadık’ı takip etmemizle devam ediyor. Yol üstünde kadın ticaretinden, insan kaçakçılarına, katillere, zenginliklerini saf haz peşinde her türlü kötülüğe kullanmaya hazır albino ikizlere kadar uzanan garip ama akıcı bir hikaye mevcut.

ADİL'İN YOLU YENİDEN PINAR'A ÇIKIYOR
Filmin sonunda çivit mavisi ceketi üstünde, değer verdiği kızları yanına alarak, tası tarağı toplayıp Eskişehir’e yol alırken bırakan Sadık, serinin ikinci filminde yeniden İstanbul’da ve kötü adam Abi’nin huzuruna çıkıyor.
Hikayeye göre aradan iki yıl geçmiş, Sadık Abi’ye çeşitli olaylar sonucu borçlanmış ve tahsilat zamanı gelmiş. Sadık’ın ya da yeni adıyla Adil’in duruma itirazı yok. Sahip olduklarını kaybetmesi rutine dönmüş, içindeki iyi adama veda etmeye hazır. Geçirdiği kazanın fiziksel etkileriyle mücadele halinde, ağrı kesiciler can dostu olacak gibi. Abi, kendisine Ferhat Gönen adından “kibar muhitlerde gezen bir zampara”yı bulma görevi veriyor. Adil’in yolu yeniden, gençliğin eğlence alemlerine hakim olduğuna inandığı Pınar’a çıkıyor. Bir de ekibe Abi tarafından Zeynel ve Hüso ekleniyor. “Küçük” ricalarıyla tanıdığımız arkadaşı Maide ise yeni bir rica ile kapısını çalıyor. Psikiyatristi olan Buket’in bir sorunu var, o da “tam Sadık’a göre bir iş” diye düşünüyor. “Yaşlı bir kadını yatıştırmak için konuşmak” diye başlayan rica, bir köşk etrafında ve burada işlenen tuhaf bir cinayetin peşine düşmesine neden oluyor. Sıfırdan inşaa edilen bir aile girişiminin oldukça başarılı bir sağlık merkezine dönüşmesinin arkasındaki ailenin fertleri de hikayenin bir parçası oluyor.
İYİLİKTEN KÖTÜLÜĞE GİDEN YOLCULUK
Polisiyeden hoşlananlara tavsiyem izlemediler ise ‘İyi Adamın 10 Günü’ ile başlayıp, heyecan ve gerilim dozunun yükseleceği ikinci filmle Adil’in iyilikten kötülüğe olan yolculuğuna eşlik etmeleri. Bugün itibariyle iki filme de Netflix’te sizi bekliyor.
Hazal Filiz Küçükköse, Nejat İşler, İlayda Alişan’ın başrolünü üstlendiği yapımın yönetmen koltuğunda serinin ilk filminde olduğu gibi yine Uluç Bayraktar var. Kendisini ‘Ezel’ ve ‘Karadayı’ gibi başarılı dizilerden tanıdığımız yönetmen, Mehmet Eroğlu’nun bir başka eseri olan ve yine Nejat İşler’in başrolünde olduğunu ‘9,75’ i de yönetmişti. ‘Üç Kuruş’ ve ‘Çukur’ gibi dizilerde imzası olan yetenekli senarist Damla Serim ilk filmdeki gibi yine senaryoyu filme uyarlayan.