Canan Demiray
Kanlar içinde şaşkın bir kadının müstakil bir evden şoka girmiş bir şekilde çıkışıyla açılıyor dizi. İçerde ağlayan bir bebek sesi. Ürkütücü bir şeyler olduğu aşikar ama ne oldu? Günümüzden üç ay önceye giderek neler olduğunu onun gözünden anlamaya çalışıyoruz.
Aden Bahçe sitesindeyiz. Havuzlu müstakil evlerde yaşayan ailelerin ayrıcalıklı hayatlar tanık oluyoruz, gözümüz kulağımız ise Ezgi.
Hayatı dışarıdan bakıldığında tümden mükemmel görünüyor. Oğuz adında tatlı bir oğlu var, çekici, sevgi dolu ve ilgili bir baba olan kocası Kerem’le, güzel bir evde yaşıyorlar. Ancak bu hayat gerçekte bir peri masalından uzak. Evlilikleri pamuk ipliğine bağlı. Ezgi kapalı kapılar ardında kocası tarafından duygusal, cinsel ve fiziksel istismara maruz kalıyor. Bu 'problemli' evlilikten kurtulmak, istismara dur demek çok kolay değil. Ancak Ezgi bu konuda birşey yapmaya, boşanmaya kararlı ve bu sırrı kimselerle paylaşmıyor.
Sakladığı bu sır başını belaya sokacak
Ancak sır zannettiği kararı meğerse kocası tarafından çoktan fark edilmiş bile. Ezgi birilerinin kendisini takip ettiğini hissediyor ama kimseyi göremiyor. Ancak bir gece sahip olduğu çiçekçi dükkanından çıkarken tanımadığı bir adam tarafından durduruluyor. Bu adamı kocası peşine takmış çünkü Ezgi’nin boşanma isteğinin farkında. Adam Ezgi’nin bir açığını yakalamakla görevli. Böylece Kerem boşandıklarında oğullarının velayetini elinden alabilecek. Ancak genç kadının mükemmel bir anne olduğunu takip ederken görünce, her ne kadar onu kocası tutmuş olsa da artık vicdanına yeniliyor, Ezgi’yi kocasının tanıdığı gibi biri olmadığını ve tehlikede olduğunu söyleyerek uyarıyor. Kadın şaşkın, bir yabancının söylediklerine inanmalı mı? Duyduklarını teyit etmeye bir yandan da Kerem’e belli etmemeye çalışıyor. Gerçekten kocasının danıştığı bir boşanma avukatı var mı? Çalışma odasının çekmecesinde bir silah saklıyor mu? Ayrılacağım derse ona ne yapar? Hep bu sorular aklında.
Ezgi’nin tesadüf eseri tanıştığı Arzu’nun yeni komşusu olduğunu öğreniyor, üstelik çocukları da aynı okulda. Sitenin diğer sakini ve velileri alımlı ve boşanmış Arzu’ya karşı biraz mesafeli. Ezgi’nin hisleri de mesafe koymaya yönelik ama Arzu sıcak ve yaşam dolu. Onunla dostluk kurmaya çalışıyor. Arzu, Ezgi’nin problemli bir evlilik yaşadığının fark etse de Ezgi inkar ederek uzaklaşıyor, ancak yakın olacaklarını seziyoruz.
Varlıklı aileler, kendini meşgul edecek dernekler ve okul aile birliği aktiviteleri arayan kadınlar klişesinin içine site sakinleri Arzu ve Ezgi’nin de katıldığı bir geceyle devam ediyoruz. Mekandaki erkeklerin gözleri sırt dekolteli elbisesiyle aralarına yeni katılan Arzu’da. Bu arada daha dizinin bir diğer önemli karakteri Özgür de bu buluşmaya geldiğinde Ezgi ile karşılaşıyor. Kolundaki morluğu sorarken temas ettiğini gören Kerem orada sessizliğini koruyor. Ne de olsa diğer insan gözünde onlar çifte kumrular. Ezgi evde bu mutlu tablonun bozulacağını hissediyor ama hissetmesi kurtuluş anlamına gelmiyor.
Koca sahip, kadın esir
Özgür ile teması Ezgi’ye pahalıya patlıyor. Tartaklamanın ardından kendini odada yerde ve kilit altında buluyor. Bu muhtemelen ilk değil, son olacak mı ilerleyen bölümler gösterecek. Ancak Kerem’in temasından tiksinerek korkması onun buradan çıkmak için elinden geleni yapacağını hissettiriyor.
Zaman çizelgesi günümüze döndüğünde başta kanlar içinde gördüğümüz Ezgi emniyette. Üstünden şoku atamamış ama olanları anlatması isteniyor. Güvendiği birini karşısında istiyor, komiser Özgür. Genç adam geldiğinde Ezgi onun kollarında olanlarla ilgili dudaklarından dökülen şey: “Kerem Arzu’yu öldürdü.”
Ezgi’nin zaman zaman ortaya çıkan hafıza sorunu da zihnini bulandırıyor olabilir mi? Bunun yanı sıra görüyoruz ki Kerem tek şüpheli olmuyor, Arzu ile yolu kesişen başkaları da var. İnsanın doğası mı, yetiştirilme şekli mi şiddete eğilime yönlendiren? Sarmaşık Zamanı’nda Kerem’in annesi ile olan ilişkideki enteresan durum bize burada olan bitenle ilgili biraz fikir veriyor. Daha fazla ipucu vermeden şunu söyleyebilirim: işler ve ilişkiler sarmaşık gibi karışık ağlar örecek.
Söz konusu kadına şiddetse susmamak gerek
‘Sarmaşık Zamanı’ basın ön gösteriminde sohbet etme fırsatı yakaladığım Burçin Terzioğlu oynadığı her yapımda olduğu gibi burada da oyunculuğuyla göz dolduruyor. ‘Poyraz Karayel’in güzel ve dişli karakteri Ayşegül olarak tanınan oyuncu, en son İngiliz yapımı ‘Liar’ın uyarlaması olan ‘Yalancı’ ile ekranlardaydı. ‘Yalancı’da kadına şiddete karşı sessiz kalamayan ve hakkını arayan Deniz rolünü başarıyla canlandıran Terzioğlu,’Menajerimi Ara’ dizisinde ise tacize karşı yaptığı konuşma ile akıllarda kalmıştı. Kendisine sorduğumda böyle mesajlar verebileceği, rollerden mutluluk duyduğunu söylüyor. ‘Sarmaşık Zamanı’ndaki ise kontrolcü ve baskıcı eşiyle mücadele etmek durumunda, daha önce oynadığı güçlü kadın karakterlerinden farklı, kırılgan ve sessiz bir kadın rolünde. Terzioğlu hayatta bu tarz bir muameleye maruz kalan her kadının güçlü olamayabileceğini ve karakterin biraz da onları temsil ettiğine dikkat çekiyor. Şunu da ekliyor, bu işin ez-cümlesi “sakın susma”.
İstismarın kader olmadığını göstermenin bir yolu için sinemanın kullanılmasının taraftarlarından biri de dizinin yönetmeni Gökçen Usta. Senaryoyu Savaş Korkmaz kaleme alırken, Ezgi rolündeki Burçin Terzioğlu’na kocası Kerem rolünde izleyenleri ürpertecek başarılı oyuncu Onur Tuna eşlik ediyor. Özgür komiseri Yiğit Kirazcı canlandırırken, güzel oyuncu Hazal Türesan Arzu rolünde ekrana geliyor. Emre Karayel ve Tilbe Saran gibi çok sayıda güçlü oyuncu da dizinin kadrosunda yer alıyor. Yurt dışında da lansmanı yapılan dizi, Türkiye ile aynı anda MENA bölgesi ülkelerinde de yayınlanacak.
