Şehir değişiyor, insanlar da. Ama bazı sorular hep aynı kalıyor: Nereden geliyoruz, nereye aitiz ve gerçekten kimiz?
İstanbul Ansiklopedisi, yalnızca kişisel bir dönüşüm hikayesi değil; aynı zamanda bir şehrin, bir kuşağın ve iki kadının belleği. Reşad Ekrem Koçu’nun aynı isimli ansiklopedisinin ilhamıyla geçmişin kent anlatıları dizide bugünün çatışmaları her bölümde ortağı oluyor. Dizi, izleyicisini bir sokakta durduruyor, bir merdivende soluklandırıyor, bir iç konuşmada boğazını düğümlüyor.
Konumuzua gelirsek: Zehra, Amasra’dan İstanbul’a mimarlık okumaya gelen genç bir kız. Kalacak yer bulamayınca, annesinin yıllardır görüşmediği yakını Nesrin’in kapısını çalıyor. Birlikte büyüyen Nesrin ve Aylin, üniversite yıllarında ayrılan yollarıyla, farklı inançlar ve yaşam tercihlerinin etkisiyle yirmi yıldır birbirlerinden uzak kalmış. Kalp doktoru olan Nesrin, eski dostluğun hatrına Aylin’in kızını evine kabul ediyor. Bu beklenmedik bir araya geliş, yalnızca Zehra için değil, Nesrin için de geçmişe dair saklı kalmış kırgınlıkların yüzeye çıkmasına neden oluyor.

Zehra’nın annesi gibi başının kapalı olması, onun taşradaki kimliğinin bir parçası. Ancak büyükşehir hayatı, üniversite atmosferi ve yeni insanlarla kurduğu ilişkiler Zehra’yı kendi benliğiyle yüzleştiriyor. Bu yeni yaşam biçiminin içinde, inançlarını, aidiyetini ve görünürlüğünü sorgulamaya başlıyor. Gizledikleriyle ve bastırdıklarıyla birlikte, hem annesinden hem de kaldığı evin sahibi Nesrin’den farklı bir yol çizmenin eşiğinde. Nesrin ise İstanbul’un kendini boğduğunu, sorumlulukların altında ezildiğini hissederek Fransa’ya taşınmanın peşinde.Ancak kaçmak kurtulmak anlamına gelebilecek mi?
Sade ve yalın bir anlatım
Nacar’ın daha önce İki Şafak Arasında ve Tereddüt Çizgisi filmlerinde gördüğümüz insan ve sistem ilişkisine dair gözlemci anlatımı, burada kuşaklar arası bir çatışmanın gölgesinde ilerliyor. Dizi, karakterlerin yaşadığı çatışmaları ve gelgitleri, izleyiciye doğrudan geçirecek kadar sade ve yakın bir anlatı kuruyor.
Oyuncu kadrosu da bu iç yolculuğa eşlik eden güçlü isimlerden oluşuyor. Canan Ergüder, Doktor Nesrin’in yıllardır bastırdığı duyguları şahane bir oyunculukla ortaya koyuyor. Helin Kandemir, Zehra’nın bastırılmış utancını, savrulanlığını ve gençlikten gelen iç enerjiyi ustalıkla dengeliyor. Harun karakteriyle Kaan Miraç Sezen, Zehra’nın yeni dahil olmaya çalıştığı dünyanın kapısında onu karşılıyor. Usta oyuncu Müjde Ar ise Nesrin’in demansı olan annesi rolündeyken kızkardeşi rolünde Nezaket Erden müthiş bir performans sergiliyor. Melisa Sözen, Tolga Tekin is anlatının farklı duygusal tonlarını destekliyor.Pelin Batu mimarlık fakültesindeki hocaları olarak görünürken İstanbul bir fondan öte, dizinin hep ön plandaki karakteri.

Fransız yapımı Dix pour cent, Türkiye’de Menajerimi Ara adıyla uyarlanmış ve başrolünde Canan Ergüder’e yer verilmişti. Orijinal dizide Gabriel karakterini canlandıran Fransız oyuncu Grégory Montel’i bu kez Nesrin’in Fransızca öğretmeni ve sevgilisi olarak izlemek, dizinin hoş sürprizlerinden biri oluyor.İstanbul Ansiklopedisi, Netflix’in bu yıl en iyi yerli yapımlarından biri.