Okan ALTAN
Castrol, 125 yıldır, sadece otomotivde değil karadaki tüm imalat alanlarında, denizde, havada ve hatta uzayda kısacası ilerlemenin olduğu her yerde var. Motor yağları, şanzıman sıvıları, gresler, metal işleme ve endüstriyel yağlayıcılar, Edge, Magnatec ve GTX gibi yüksek performanslı sentetik yağlar, fren sıvıları, soğutucular, bakım spreyleri gibi servis ve bakım ürünlerini geliştiren ve sürekli yenileyen Castrol, modern motorlar için yağ teknolojilerinin Ar-Ge’sinin yanında Formula 1, MotoGP, WRC, GT ve hatta Formula E gibi ekstrem şartların sınavı olan motor sporlarının özel formülasyonlarına mühendislik desteği veriyor.
Özellikle; 2017’den bu yana Renault, Dacia ve Alpine markalarıyla Renault Grubu’nun tercihi olan Castrol, 2020’de BWT Alpine F1 takımı için ortak mühendislik çalışmaları ve Ar-Ge işbirliklerine başlamıştı.
Castrol Edge ise genelde motorun gerçek performansını ortaya çıkarması konusunda en iddialı formülü hedeflemesi ile madeni yağ rakiplerinin karşısında önemli bir fark oluşturuyor.
Motorun hareketli parçaları arasındaki sürtünmeyi azaltma, aşınma ve yıpranmayı önleme, daha verimli çalışma ve motoru daha uzun ömürlü kılma… Daha az yakıt tüketimi, motor içindeki sıcaklığı dağıtarak soğutma işlevi, aşırı ısınmayı önleme ve performansını artırma, motor içindeki kir, tortu ve yanma kalıntılarını temizleme, metal yüzeyleri koruma ve paslanmayı önleme gibi görevleri ilk akla gelenler... Detayda ise; contalar arasındaki boşlukları doldurup yağ sızıntısını önleme ve motorun yağ kaybını azaltma, yüksek sıcaklıklarda viskoziteyi koruma, motorun düzgün çalışmasını sağlama, düşük sıcaklıklarda kolayca dolaşarak soğuk çalışmada hızla yağ basıncını sağlama gibi katkıları için sürekli geliştirilen madeni yağlar, otomobillerimizin en önemli gereksinimi diyebiliriz.
1899’de İngiliz Charles Wakefield tarafından trenler ve ağır makineler için üretilen yağlayıcılar, 1909'da adı Hint yağından türetilen Castrol ismiyle günümüze kadar geldiler.
Tam elektrikli araçlardan yeni nesil veri merkezlerine yeni sektörlere doğru da strateji oluşturan Castrol’ün merkezi Pangbourne’de 60 milyon dolarlık elektrikli araç batarya test merkezi kurulmuş olması hatta NASA’nın InSight ve Perseverance Mars keşif araçları için farklı atmosfer koşullarına uyum sağlamak üzere geliştirilmiş Braycote yağları da, yenilikçiliğini kanıtlıyor.
Fakat asıl Ür-Ge noktası olarak motorsporları platformunu kullanan Castrol, Edge serisinin tüm kabiliyetini göstermek için geçtiğimiz hafta İngiltere Bedford Autodrome’da kurulu PalmerSport yarış araçlarını tüm dünyadan gelen misafirlerine adeta limitsiz kullandırttı…
Yıllarca Formula 1, Le Mans ve Touring Car makinelerini sürdükten sonra yarış kariyerini 1991 yılında sona erdiren Jonathan Palmer, motor sporlarına olan tutkusunu herkesle paylaşmak ve yarış peşinde olmanın getirdiği coşkuyu yeniden yaratmak için PalmerSport’u kurmuştu. Her yıl 10 bin ziyaretçinin katılımıyla gelişerek dünyanın en iyi etkinliği haline gelen PalmerSport, altı heyecan verici sürüş aktivitesinde Castrol Edge ile adrenalin ve neşeyle, niteliklerini yarış araçlarının ekstrem kullanımında gösterdi.
Bu çok özel sürüş deneyiminde çeşitli pist ve offRoad araçlarını sınırlarına kadar zorlama özgürlüğü ve sağlanan rakipsiz kalite içinde kokpitte kaskla oturmak, unutulmaz bir gün yaşattı.
Hele PalmerSport'un FIA onaylı 2024 arkadan itişli araç serisindeki 4 saniyenin altında 0-100 km/h hıza ulaşan 270 HP 3,7 lt V6 motorlu 6-ileri Hewland MLG-200 şanzımanlı 1,1 tonluk Ginetta G56 GTA ve üstü açık LeMans prototipi 265 HP 3,0 lt V6 Palmer JP-LM ile özel olarak uzatılmış Caterham Seven, 510 HP’lik BMW M4 GTP, Land Rover Defender ve Caterham Pursuit ile bütün gün oynarken, motorların ve şanzımanların hatasız çalışmasını ve gerçek performansı göstermesini sağlayan yağlamanın önemini bir kez daha hatırlıyorduk.
Katılımcılarını kendilerinin sınırlarını zorlamaya ve olabildiğince hızlı sürmeye aktif olarak teşvik eden PalmerSport'un felsefesiyle Bedford Autodrome’da beton duvarlar ya da tribünler olmadan sadece sonsuz kaçış alanları ve dönümlerce çim ile yarış temposunda güvenli sürüşle, maksimum hızlar rahatlıkla zorlanabiliyor. Devir ibresinden başka vurulacak bir şey olmadığını bilmenin rahatlığı ve hemen yanında oturan profesyonel bir eğitmen sayesinde, araçları ve kendimizi her parkurda limitlerin üzerine çıkarma konusunda özgüvene sahip olduk. Dört parkur ve iki aktivite alanında aynı anda çalıştırdığımız süper yarış araçlarının direksiyonlarında geçirdiğiniz süre de maksimumda idi… Bu kadar ileri seviyede dayanıklılık testi sayılabilecek bir ortamı, başka bir yerde görmediğimizi de itiraf edelim…
Ayrıca Alpine Formula 1 takımının hem robotik araç parça üretme tezgahlarında hem de F1 aracının ve motorunun tüm ayrıntılarında güvendiği Castrol yağlama teknolojilerinin bu kadar hassasiyet gerektiren ultra yüksek kompetisyon kimya mühendisliğinin, normal araçlara aktarılıyor olmasına dikkat geçmek gerek…
