Selenay YAĞCI
Kent ve kentsel planlama dünyası sürekli bir değişim halindeyken ortaya çıkan ve mimari kararlar için uygulanmak istenen şehirlerin dijital ikizleri, depremden sonra daha kıymetli hale geldi. Son yıllarda dikkatleri üzerine çeken yeni bir teknolojik terim olan ‘dijital ikiz’, şimdi şehirlerimiz için hafıza olacak. Son dönemde daha çok fabrikalar için karşımıza çıkan bu kavram depremle birlikte etrafımızdaki tüm binalar için yaygınlaşmaya başladı.
Barselona, Amerika Birleşik Devletleri’nde Las Vegas, Los Angeles ve Phoenix ve Birleşik Krallık’ta Bradford dünya çapında şu anda dijital ikizler geliştiren şehirlerden bazıları. Şehir yetkilileri için dijital ikiz, şehircilere, mimarlara ve plancılara, şehir teorilerini ve projelerini uygulamadan önce, şehri fiziksel olarak bozmadan etkilerini anlamak için test etme imkanı da sunuyor.
Türkiye de 2019 yılında 81 ildeki 12 milyon konutu dijital ortama aktarmış, şehirlerin dijital ikizlerini çıkarmıştı. Afetlere karşı hazırlık olarak da düşünülen bu dijital ikiz projesi şimdilik sadece hasarlı bina tespitini kolaylaştırdı. Uzmanlar, Hatay’ın kültürel olarak yeniden ayağa kaldırılmasında dijital ikizinin faydalı olacağını savunuyor.
Dijital ikiz teknolojisi en basit tanımıyla bir ürünün, bir binanın ve hatta bir kişinin gerçek dünyadaki tüm hareketlerini ayrıntılarıyla ve birebir gösteren sanal bir kopya anlamına geliyor. Dijital ikizler sayesinde üretim aşamasına geçmeden evvel bir hizmet veya ürünün tüm aşamaları çok daha masrafsız ve risksiz bir biçimde tespit edilebiliyor, olası tüm senaryolar dijital kopya üzerinde deneniyor ve gerçek dünyada kullanılacak ürünün en kusursuz haliyle piyasaya sürülmesi mümkün hale geliyor.
GÖRSELLEŞTİRME, TAHMİN VE TEŞHİSİN ÖNEMİ
Mimaride ise üç temel bileşenden oluşuyor: Görselleştirme, tahmin ve teşhis. Şehir manzarasındaki değişikliklerin, yürürlüğe girmeden önce simüle edilmesi ve test edilmesi için bir fırsat sunuyor. Bir yapıdaki değişikliklerin çevresini nasıl etkileyebileceğini potansiyel olarak tahmin edebilen, özünde, durgunluğu azaltan ve şehrin gelişmeye devam etmesini sağlayan, dikkatli bir şehir planlamasının önemli bir yöntemi...
Dijital ikiz, hem büyük hem de küçük ölçekli bina projelerinde kullanım için her anlamda faydalı. Yapı bilgi modellemesinin yapılı çevrede yaygın kullanımı, bilgi modelini güncellemek için gerçek zamanlı geri bildirim kullanarak dijital ikiz kullanımından yararlanabiliyor. Bu bilgi ne kadar erişilebilir olursa, proje sonucu o kadar iyi oluyor. Binaların zaman içindeki yapısal bütünlüğünü ölçebiliyor. Önemli maliyetli hataları önleyebilme ve enerji tüketimi ve karbon emisyonlarıyla ilgili durumları hesaplayabiliyor.
Hem uzun hem de kısa vadeli yansımaları dikkate alarak, geleceğin şehirlerinin gelişmesinde daha iyi büyük ölçekli kararları teşvik edebiliyor. Esasen şehri dinamik, sanal biçimde sunan bu fenomenon tarihi dokudan, yeni inşaattan ve toplu taşımaya kadar her unsurun tek bir üç boyutlu modelde dikkate alınmasını sağlıyor. Sadece peyzaj açısından kilit unsurları sunmakla kalmıyor, aynı zamanda gün boyunca ışığın varlığı, gölgeler, bitki örtüsü ve ağaçların varlığı gibi genellikle gözden kaçan koşulları da kapsayan arazi analizinin daha iyi bir ön sürecine katkıda bulunuyor. Dijital ikiz, herhangi bir proje uygulanmadan önce değişikliklerin yapılmasına izin vererek, bina performansıyla ilgili olarak bize sürekli bir geri bildirim döngüsü sunuyor.
DEPREMDEN SONRA MİMARİ İKİZ TALEBİ ARTTI
Metaentry.io Kurucusu Nihat Özkurt da son dönemde otel, restoran ve müzelerin de dijital ikizlerini oluşturmak için büyük talepleri olduğunu söyleyerek şunları anlattı: “İnşaat sektöründe bu teknolojinin kullanımı sayesinde binaların dayanıklılığı test ediliyor. Yaşanan büyük deprem felaketinden sonra inşaat sektöründe de dijital ikizlere talep arttı. Şehirlerin, binaların ve altyapıların tasarımlarında dijital ikizler kullanılıyor. Bina yapımına başlamadan önce depreme dayanıklı mı diye kontrol ediliyor ve simülasyonlar yapılıyor. Gerçeğe çok yakın sonuçlar elde edebiliyoruz.”
12 MİLYON KONUT DİJİTAL ORTAMDA
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü, 2016-2019 yıllarında “Kentsel Yerleşim ve Gelişme Alanlarında 3 Boyutlu Topoğrafya ve Bina Modeli Oluşturma” projesi ile Türkiye’deki tüm şehirlerin üç boyutlu dijital ikizini oluşturdu. Şehirlerin dijital ikizleriyle trafikten sürdürülebilir mimariye, enerji verimliliğinden kamu hizmetlerine kadar akıllı bir şehir planlamasının hayata geçirilmesi hedefine ulaşılmasının yanı sıra olası doğal afetlerin de önlenmesi amaçlandı.Yeni kentleşme planlarının analizi için güncelleme çalışması da 2022’de başlatıldı. Şehirlerin 3 boyutlu modellerinin oluşturulması için başlattıkları proje kapsamında 40 bin kilometrekare alanda yer alan 12 milyon konutun fotoğraf çekiminin tamamlandığını ve konutların dijital ortama aktarıldı. Çalışmayla artık şehirlerdeki mevcut kat aralığına göre bina sayıları saptanabiliyor, şehir merkezinde yer alan bina sayısı net olarak belirleniyor. Çalışmayla, binaların toplam taban alanı ve ortalama yüksekliği, hacmi ve kotları anında kayıt altına alındı.