70’Lİ YILLARDA New York sokaklarına yeni bir soluk getiren Betty Davis, dört albümlük, talihsiz bir kariyerden sonra on yıllarca süren bir sessizliğe bürünmüştü. Bir kaç sene önce belgesel yönetmeni Philip Cox, Davis’in nerede, hangi koşullarda yaşadığını araştırırken, onu bir evin bodrum katında barınırken bulmuştu. Davis’in internetsiz, telefonsuz, sessizce hayatını sürdürdüğü ortaya çıkmıştı.
Yaşamını yitirdikten sonra hakkında çıkan haberlerde, ünlü caz müzisyeni Miles Davis’in eski eşi olarak anılan Betty Davis, aslında kocasının gölgesinde kalamayacak kadar yıldızı parlak bir kadındı. Belki de onun şanssızlığı, erkeklerin güçlerini had safhada yarıştırdığı bir dönemde, funk ve rock elementlerini buluşturan, kalıplara sığmayan müziğiyle, aykırı bir duruş sergilemesiydi.
Ortaya koyduğu müziğin kalitesi ve etkisi, Davis’in gösterişli ve seksi imajı sebebiyle hiçe sayılıyordu. Bir yandan başarılı bir model olarak da tanınan sanatçı, aynı kareleri paylaştığı ünlü erkek müzisyenlerin yanında parıl parıl parladıkça, eleştirmenler tarafından müziğinin içeriğiyle değil, görsel tarafıyla ön planda olduğu öne sürülerek devamlı yargılanıyordu. Davis’in bir diğer şanssızlığı da, radyo istasyonlarının müzik sektörüne yön verdiği o kritik çıkış sürecinde, şarkılarının argo ve cinsel içerikli sözleri sebebiyle rotasyona alınmamasıydı. Albümleri piyasaya sürüldükten kısa bir süre sonra gündemden düşüyor, herkes Davis’in radyolarda çalınmayan parçaları yerine, ünlü isimlerle sansasyonel ilişkilerini konuşuyordu.
Bugün dinlediğimiz şarkı sözleriyle karşılaştırılınca, Davis’in o dönemde yazdığı dizeler o kadar masum kalıyor ki… Vaziyetin en can alıcı noktalarından biri bu. Sen git, büyük hayallerle New York’un göbeğine taşın… Çok geçmeden Jimi Hendrix ve Sly Stone gibi efsanelerle tanış… Piyasaya The Chambers Brothers’ın ‘Uptown (to Harlem)’ adlı hitini yazarak giriş yap… Don Costa gibi bir prodüktörle stüdyoya gir ve Columbia Records gibi bir plak şirketinden kayıtlarını piyasaya sür… Ne fayda? Manken olduğunu bilen herkesin gözünde müzisyenliğin beş para etmedikten sonra…
Halbuki, Davis, sadece bir vokalist ve şarkı yazarı olarak değil, aynı zamanda bir aranjör olarak da birikimi tartışmaya açık olmayan bir müzisyendi. Miles Davis ile evli olduğu bir yıllık türbülanslı sürecin içerisinde bile onun da müziğine katkıda bulunarak, hem Jimi Hendrix ile tanışmalarına vesile olmuş, hem de adını bizzat koyduğu ‘Bitches Brew’ albümünde de hissedilen psychedelic rock esintilerini, ünlü trompetçinin aklına sokmuştu.
Ne acıdır ki, bugün Miles Davis’in adını her müziksever bilirken, Betty Davis’in ismi, bir zamanların ünlü aktrisi Bette Davis ile karıştırılacak kadar az tanınıyor. Miles Davis’in eşsiz eserleri, onun küçümsenemeyecek günahlarını unutturmaya yeterken, Betty Davis’in mirası, tarihin tozlu sayfalarına gömülebiliyor.
Bir zamanlar seks işçilerinin sırtından geçinen ve yıllarca eroin bağımlılığıyla savaşan Miles Davis’in profesyonellikten uzak hiç bir davranışı kariyerine mâl olmuyor… Ama Betty Davis, sahnedeki duruşu fazla çılgın ve erotik bulunduğu için attığı her adımda bir engelle karşılaşıyor. Sonuç: Miles Davis’in geride bıraktığı albümlerin sayısı 61 iken, Betty Davis’in hanesi 4 rakamında takılı.
HAFTANIN ALBÜMÜ
RAVEENA - ASHA’S AWAKENING
Ailesinin Hindistan’dan ABD’ye göçmesi sayesinde müzik sektörüne müthiş bir Hint-R&B sentezi hediye eden yetenekli vokalist Raveena, ikinci albümü 'Asha’s Awakening’i, Warner etiketiyle yayınladı. İlk albümü ‘Lucid’den daha da çok beğendiğim 'Asha’s Awakening’, içinde pek çok müzisyenden izler barındırmasına rağmen bütünlük esasından şaşmıyor. R&B temeli üzerine kurulan projede bu sefer hem Bollywood esinlenmeleri, hem de caz, pop ve folk tınıları daha çok dikkat çekiyor. 'Asha's Awakening’, yenilikçi ve özgün, ama bir yandan da tanıdık geliyor kulağa. Bu düzlemde muhteşem bir denge yakalamış Raveena. Bu arada albümün mimarları arasında müzisyen dostlarım Aaron Liao ve Cale Hawkins’i görmenin de beni gülümsettiğini itiraf etmeliyim… Bir saat süren bu özel müzik şöleninde dikkatimi çeken diğer konuk ise ünlü rapçi Vince Staples oldu. Raveena’nın Staples ile kaydettiği parçanın kıvılcımını, piyasa kaygısıyla Warner Records’ın çaktığı çok belli… Ama ‘Secret’ ile trendleri benimseyen Raveena, bir yandan da kaliteden ödün vermemeyi başarmış.