Ece ULUSUM
Genç müzisyen Dilhan Şeşen aklındakileri hayata geçirme heyecanıyla karşımıza ilk çıktığı günden bugüne çiçekler açıyor. 2022’de yayınladığı Olta şarkısından sonra itibarıyla sound’unu değişmeye başlıyor. Synth, hissedilir baslar, hatta vokal biraz daha geride… Bu ay ilk albümü Kumdan İnşa Putlarla çıkacak. Öncesinde Ay Kuşlar adlı teklisini yayınladı. Şeşen’le hem teklisi hem de albümün neden bu kadar geciktiğine dair sohbet ettik.
Ay Kuşlar’ı ne zaman yazdınız? Nasıl bir hikayesi var sizde?
Üniversitenin ilk yılı bölümden arkadaşlarımı okul sonrası eve toplayıp durmadan onlara bitki çayı demlediğim, karikatüristlerin karikatür çizdiği, müzik dinlemek isteyenlerin müzik dinlediği, benim bir şeyler karalayıp durduğum ve arkadaşlarıma 3 akorla bir şeyler tıngırdatmaya çalıştığım, sabahları da hep beraber okula yürüyerek gittiğimiz bi zaman aralığı… 2017- 2018 diye anımsıyorum. İlkbahar aylarında okul yolunda yasemin çiçeklerinin kokusuyla dağılan bir kalp kırıklığı. Neyin sebep olduğundan ziyade, o durumdan nasıl yumuşak bi’ geçişle sırtımı dikleştirmeye başladığım zamanların, sanırım kalbimde hep daha fazla yeri var. Kalp kırıklığı hep olacak, onun bize kalan etkisini ve sonrasında bize kattığı dönüşümü gözlemleyebildiğimiz zamanlar güzel. Mevsim geçişleri gibi. Ki bu kalp kırıklığı bence kas hafızasına benzemiyor her seferinde sıfırdan başka bir yerinden, yer yer daha fazla, yer yer daha az kırılıyorsun. Kırıldığımız yerler başka insanların kırıldığı yerlerle benzeşiyor sonra bi’ bakıyorsun bu kırıklar ve o kırıklar birleşmişler. Kafam dağıldı, sanırım bendeki hikayesi böyle bir şeydi.
Ay Kuşlar’ın kapak tasarımında Tunahan Pehlivan’ın imzası var. Hikayesi nedir?
Sadece kapak tasarımını değil albümün görsel dünyasını üstlendi. Süper incelikli biri, yaptığı işlerin kendine haslığı ve inceliği gerçekten Tunahanın güzelliğine ayna olmuş. Berlin’de yaşıyor albüm sürecinde en çok yüzünü gördüğüm (ekrandan da olsa) insanlar arasında ilk üçe giriyor. Tunahan’a albüme dair zihnimde canlanan konu başlıklarından, bazı renklerden ve dokulardan bahsetmiştim, daha ilk temasta birbirimizi duymuş ve bulmuş olmanın büyüleyici hafifliğini hatırlıyorum. Onunla çalıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Şarkıda ‘Bütün düşler birbirine benzer, çiçekli ve pembe panjurlu evler’ diyorsunuz. İşin romantik bir tarafı var ama bir yandan akla içinde olduğumuz uçuk kiralar ve emlak krizi de geliyor. Sizce bugün bu düş mümkün mü?
Sevebilen herkes için bu düş bence mümkün. Tabii başka biçimlerde. Duygularımız ve düşüncelerimiz dile farklı farklı dökülebiliyor fakat susmayı becerebilsek gönülde bence hepimiz birbirimize çok yakınızdır diye düşünüyorum. İnsanların kulağına nasıl geldiğini tahmin edemiyorum sanırım fikrimin olabilmesi için biraz zaman ve iletişim gerek.
Nisan’da nasıl bir albüm dinleyiciyi bekliyor?
Yer yer dalgalı bir okyanusta ama söz sizi karaya bizzat biz bırakacağız.
İlk tekliniz 2019’da yayınlandı o zamanlar albüm planı vardı. Ancak ilk albüm bu yıl çıkacak. Neyi beklediniz?
Çok heyecanlı bir çocuğum ben. Heyecandan söz veririm unutur tutmam, heyecanlanıp yaparım derim heyecanım geçer yapmam. İyi ki de o zaman albüm yapmaya kalkmamışım, daha aklım yoktu. Gerçekten şu anmış zamanı.
Albümünüzün adı ‘Kumdan İnşa Putlarla’. Albümün adının hikayesi nedir? Post-gerçeklik ve gündeme bir çeşit taşlama mı?
Koyu ve kesin inançların ve bunların şüphesiz aktarımıyla ilgili. İnanç ve bunların sonucunda gerçekleşenler hem çok yapıcı olabilirken bir yandan da çok yıkıcı da olabiliyor. Her şey inançla başlıyor tuhaf da bir motivasyon bakınca. Sorgusuz sualsiz jenerasyonlara aktarılan din algısı, cinsellik algısı, güç kavramı, etik algısı, sevgi anlayışı vb. her şey çok dağınık ve karışık. Biz de bunları sorgulayan ve sorgulamayan insanlarla yüz göz olmamaya çalışıp ortalama kalitede insan ömrü sürdürmeye çalışan insancıklarız.
Nasıl bir konser gündeminiz olacak albüm sonrası?
Mayısın ilk haftası albümümüzün lansman konseri olacak, yazın da uzun bir aradan sonra festivallerde varız. Sahne kullanım imkanı açısından müthiş bir alan. Ayağımız alışsın aklımızdakileri zamanla sahneye uyarlayacağız.
