Didem ERYAR ÜNLÜ
1996 yılında ATV’de yayınlanan Okan Bayülgen’in sunduğu “Televizyon Çocuğu” adlı programla tanınan Janset Paçal, 90’lı yılların en sevilen isimlerinden biri oldu.
Sonrasında birçok TV dizisi, tiyatro oyunu ve filmde rol üstlenen Paçal, özellikle Yarım Elma ve Ayrılsak Da Beraberiz dizileri ile o döneme damgasını vurdu. Paçal, uzun süredir ekranlardan uzak olmayı tercih ediyor. Bu tercihin nedenini çok kez dile getirdi. “Çalışma şartlarının zorluğu ve hak gaspının uygulamadaki rahatlığı” dedi…
Bu sorunu daha da yüksek sesle dile getirmek için Sinema ve Dizi Oyuncuları Meslek Birliği (BİROY) Başkanı olarak görev aldı; sendika, telif birliği çalışmaları gibi konularla ilgilenerek kamera arkasına geçti.
Çok yeni bir film seti bitti. Hatice Aşkın’ın ilk uzun metraj filmi olan “Adresi Olmayan Ev”de rol aldı.
Şu sıralar ise, kendi kanalında yeni projeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor…
“Türkiye’de sanatçı olmak zor olsa da seviyorum” diyor…
“Şimdiki aklım olsa YouTube kanalımı çok daha önce keşfederdim. Hayalim, projelerimi kanalımda hayata geçirmek” diye ekliyor…
ANA AKIM TELEVİZYONLARDA ÇALIŞMA ŞARTLARI ÇOK ZOR
“Çalışma şartlarının zorluğu ve hak gaspının çok yoğun olmasından rahatsız olduğum için ana akım televizyon kanalları ile çalışmayı bıraktım. O süreçte sendikayı ve meslek birliğini kurduk. Haklarımı ve aslında olması gerekenleri öğrendim. O eğitim bana iyi geldi. YouTube kanalımı aldığımda, aslında elimdekinin ne olduğuna çok uyanamamıştım. Sendika ve telif hakları diye ordan oraya koşturduğumdan, kanalla ne yapacağımı bile bilmiyordum. Lazım olur, diye alıp atmıştım sandığa. Aklım başıma pandemide geldi.”
AİLECE İZLENECEK SEYİRLİKLER YAPMAK İSTİYORUM
“Suratıma gülümseme yerleştiren şeyleri seyretmeyi sevdiğimi fark ettim. Kanalımda da aynı şeyi yapmak istiyorum. Seyredenleri neşelendirsin istiyorum. Özlediğimiz, ailece ve arkadaşlarla birlikte oturup beraberce güzel vakit geçireceğimiz seyirlikler yapmak istiyorum. Özellikle YouTube ve diğer internet kanalları ile birlikte sınırların kalktığını düşünüyorum. Gelişen teknolojik imkanlarla tüm dünyada seyredilen işler yapmak mümkün.”
ÜÇ PROJEYİ HAYATA GEÇİRMEK İÇİN EKİP KURDUK
“YouTube kanal işleyişini öğrenirken şunu fark ettim, geldiğimiz zamanın anlayışı başka, bu başka. İkisinin ortasını bulmam mümkün. Onu da başaracağıma inanıyorum çünkü neyi, nasıl istediğimi de artık biliyorum. Çok güzel üç tane projemiz var ve onları hayata geçirmek için de ekip kurup, çalışmalara başladık. Tüm sektörün tek sorunu var: Yasadışı uygulamanın yasalmış gibi görünmesi için atılan taklaların sektörü her gün daha da zarara sokması. Bu tek sorunu, alt alta, başlıklarla da detaylandırabilirim. Ama o versiyonu çok uzun ve sıkıcı. Belki bazı örneklerle niyet ve akıbeti doğru anlatabilirim. Eğlence sektörünün, film ve dizi yapım aşamasındaki mekanı çekim platolarıdır. Ve bu platoların olmazsa olmazı, en büyük özelliği de sese yalıtımlı olmasıdır. Türkiye’de henüz böyle bir yer yok.”
VERİLEN HER TAVİZ İTİNAYLA SUİSTİMAL EDİLİYOR
“Kanallar, işi asıl ortaya çıkaran ekibe telif ödemek istemiyor. Araya yapımcıları koyuyor. Yapımcı, işsiz kalmamak için kanalın sunduğu şartlara ekibi zorluyor. Ekip işsiz kalmaktan korktuğu için yapımcının sunduğu şartları kabul ediyor. Fırsatçı bazı insanlar da, arabuluculuk yapıp, sektörü kalkındırıp daha çok kazanmak yerine, yapımcı ve emekçi arasına duvar ördürüp, günlük çıkarını korumayı marifet sanıyor. Tüm sektörlerde olduğu gibi. Verilen her taviz itinayla suistimal ediliyor.”
ARAÇLAR DEĞİŞİYOR AMA EĞLENME İHTİYACIMIZ BAKİ
“Paralı kanalların çoğalmasını, zamanlama olarak çok iyi buluyorum. Televizyondaki tuhaf dayatma şartlardan kaçan ve kendi dünyasına çekilen, sevdiğimiz isimleri tekrar görmek adına güzel oldu. Çok güzel kafalardan çıkan işler görmeye başladık. Alan genişledi, ortam rahatladı, çeşit çoğaldı, dünya küçüldü, piyasa arttı. Ben de internet dizilerinde rol alıyorum keyifle. Sinema salonlarından televizyona, oradan telefon ekranlarına dönüşen bir süreç. Belki araçlar değişiyor ama eğlenme isteğimiz ve ihtiyacımız baki.”
BİR ARAYA GELEN HER ‘BİR’İN, ASLINDA NE ‘ÇOK’ OLDUĞUNU GÖRÜYORSUN
“Ünlü-ünsüz fark etmez. Her kişinin, hassasiyet duyduğu herhangi bir konuda, güvendiği bir topluluğa dahil olmasının çok önemli bir farkındalık geliştirdiğini düşünüyorum. Öncelikle varlığınızın değerini kavratıyor. Çünkü bir araya gelen her ‘bir’in, aslında ne ‘çok’ olduğunu görüyorsun. Çözümüne katkı sağlamak istediğin bir sorunun, olumlu bir şekilde gelişim göstermesinin yaşattığı hazzı, başka hiçbir şey vermiyor. Son zamanlarda dikkat çekmeye çalıştığım bir durum var; tek başımıza her yere yetişememiz mümkün değil ama, mesela felçli hayvanlara bakmaya gönüllü olmuş Melekler Cenneti Derneği’nin 44,4B takipçisi olarak, aylık 5 TL otomatik ödeme talimatı vermemiz ile 222 bin liralık bir destek sağlıyor oluyoruz. Mesela yine Angels Farm Sanctury’nin 54,4B takipçisi olarak 5 TL ile 272 bin liralık destek sağlayabiliyoruz. Mesela UCİM, 235B takipçisi olarak 5 TL ile 1.175.000 Tl’lik bir destek ve güç oluşturabiliyorsun. Elim Sende ile böyle bir çalışma yürütüyoruz ve SMA birçok çocuğumuza derman olabiliyoruz. Örnekler çoğaltılır. Demek istediğim, küçücük bir destek ile önemsediğiniz ve umursadığınız her konunun çözümünde olabilirsiniz. İyi niyetle, iyi şeyler yapmak hem ülkeye hem topluma hem kişiye iyi geliyor. Birlik olmak böylesine gerekli ve güzel bir şey. Ayda 20 TL ile 4 ayrı topluluğa destek olabiliyorsunuz. Konu sadece para da değil. Aynı hassasiyeti paylaşan insanlarla konuşmak, dertleşmek, anlaşıldığını bilmek, öğrenmek... İlgili herkese iyi geliyor.”
SOSYAL MEDYA SEKTÖR İLE SEYİRCİ ARASINDA BAMBAŞKA BİR SAMİMİYET SUNDU
“Sosyal medyayı kullanıyorum. Hayatımın her anına sokmayı tercih etmiyorum. Ama işimle ilgili çok faydalanıyorum. Kendimce doğru bir zamanda hayatıma girdi sosyal medya. Daha erken ya da daha geç olsun istemezdim. Bu aklımda, bu algımda olduğu için şanslı sayıyorum kendimi. İyi ki daha önce yokmuş ama şimdi iyi ki var. Doğrudan mesajını vermek, seyircinle arandaki iletişimde karşılıklı kalabilmek çok başka bir bağ oluşturdu. Ulaşılamayan yıldızlarken, birebir iletişim kurmak, sektör ile seyirci arasında bambaşka bir samimiyet sundu. Elbette olumsuz tarafları da var ama elindeki medya ile ne yapacağına karar verdiysen, birçok açıdan işin kolaylaşıyor.”