Zeynep Toker
Güçlü vokaliyle dinleyicileri etkisi altına alan Grammy Ödüllü sanatçı Buika ile Zorlu PSM’de iki gece üst üste vereceği konserler öncesi bir araya geldim. Sık sık Türkiye’deki dinleyicisiyle buluşan sanatçıya müziğini hangi mekanlarda daha rahat icra ettiğini sorduğumda; müziğini ve sevdiğini hissettiği her yerde kendini rahat hissettiğini söyleyen Buika, “Asıl sihir dinleyiciden gelen geri bildirim ve müziğin ortaya çıkmasıyla gerçekleşiyor.” diyor. Değişen teknolojiyi müziğine entegre etme konusunda bir baskı taşıyıp taşımadığını sorduğumuzda ise; “Sevdiğiniz bir şeyi yaptığınızda baskı hissetmezsiniz, modern teknoloji sanata asla müdahale etmez, sadece süreci değiştirir, sonuç yine aynı kalır.” cevabını aldık. Hepsi ve daha fazlası röportajımızda sizi bekliyor!
Sahneye çıkmadan önce, performansın iyi geçmesi için yerine getirdiğiniz bir toteminiz var mı?
Benim totemim müzik ve onun seyirciyle kurduğu bağ, kendimi oraya yaslıyorum.
Birçok farklı mekanda sahne alıyorsunuz. Müziğinizi icra ederken bu mekanlar ne kadar önem taşıyor? Kendinizi en rahat nerede hissediyorsunuz?
Müziğimi, sevdiğimi hissettiğim her yerde kendimi rahat hissediyorum. Tabii ki mimari, tarihi ya da teknolojik açıdan daha etkileyici mekanlar da var ama asıl sihir dinleyiciden gelen geri bildirim ve müziğin ortaya çıkmasıyla gerçekleşiyor.
Türkiye’de bazı dinleyiciler tarafından; caz müzik sahnesinde hep aynı isimlerin yer almasına dair yer yer eleştiriler yapılıyor. Dünya sahnelerine, festivallerine baktığımızda sizin için de durum böyle mi?
Bu sektörde herkesin önemli bir rol oynadığını anlıyorum, farklı karakterlerden oluşan bir zincir gibi, eğer bir halka eksik olursa zincir parçalara ayrılır, gücünü kaybeder. Bu yüzden klasikler, efsaneler veya yeni gelenler, performans gösterdiğimiz her yerde bizi canlı tutmak için gereklidir.
Birçok müzisyen yeni şarkılarını ortaya koymak için prodüktörlerle bir araya geliyor. Bazı müzisyenlerin bazı prodüktörleri seçmelerindeki sebep nitelikli işten ziyade bu isimlerin ‘daha popüler’ olmalarından kaynaklanıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Müzik endüstrisi her zaman evrim geçirdi. Bestecilerin sahneye çıkmak için gerekli olduğu anlar oldu, video çıktığında film yönetmenleri müziğinizi "izletmek" için gerekliydi, günümüzde müzik ve yapımcılar evrimin bir parçası, hatta sosyal medya bile bu geçişin bir parçası.
Prodüktörlerle çalışmaktan hoşlanmadığınızı söylemiştiniz. Bu durum hala geçerliliğini koruyor mu? Sizi bu bakış açısına iten şey ne oldu?
Birçok kez kendim prodüktörlük yaptım, yani ben de bir prodüktörüm ve yıllar içinde oluşturduğum kendi bakış açımı seviyorum, kimse kendimi kendim olarak anlamıyor.
Müzik üretim sürecinde nasılsınız peki? Yani bağımsız, sadece kendi kararlarınızla mı ilerlersiniz yoksa fikir almak, birilerine danışmak sizin için daha mı iyidir?
Kesinlikle, bağımsız olarak ilerliyorum.
Başarılı olmayı neye bağlıyorsunuz?
Disiplin, çalışkanlık, inanmak ve kendini dinlemek.
Dünya değişiyor ve bir yandan hem dinleyiciler hem de müzisyenler NFT dünyasına vs. dahil oluyor. Tüm bu değişimleri, müzik üretimime entegre etmem gerekiyor gibi bir baskı hissediyor musunuz?
Sevdiğiniz bir şeyi yaptığınızda baskı hissetmezsiniz, modern teknoloji sanata asla müdahale etmez, sadece süreci değiştirir, sonuç yine aynı kalır.
Günümüzdeki müzik platformlarındaki dinlenme sayılarını, beğeni sayılarını sormak istiyorum. Bir sanatçı olarak sizce tüm bunlar önemli mi? Bir şarkının başarısını böyle ölçebilir miyiz yoksa hala asıl doğru reaksiyonu konserlerde şarkılarınıza eşlik eden dinleyicilerden mi alıyorsunuz?
Benim için başarı, dinleyicilerimden aldığım tepkidir. O anlık enerji, bana birbirimiz için ne kadar önemli olduğumuzu hatırlatıyor. Sayılar sadece sayılardır.
Hafta okurlarına neler söylemek istersiniz?
Beni okudukları ve hayatlarının bir parçası yaptıkları için hepinize yürekten teşekkür ediyorum.
