Aslı BARIŞ
Ödül almaya hayli aşina olan bir isimsiniz. Jürisi olduğunuz Sabancı Vakfı 6. Kısa Film Yarışması’nda yeni yeteneklere ödül vermek size nasıl hissettirdi?
Bu tarz yarışmalarda jüri olarak yer almak çok heyecan verici tabii. Çünkü birkaç sene sonra belki de yollarımızın kesişeceği yönetmenlerle tanışmış oluyorum, kendi adıma. Yeni zihinlerden çıkan, taze fikirleri keşfetme şansı edinmiş oluyorum. Bu genç yeteneklerin çıkacakları uzun yolculuğun
başında onlara eşlik eden insanlardan biri olma fırsatını edinmek gurur verici.
Sinema toplumsal meseleleri ortaya koymada çok etkili ve büyük gücü olan bir sanat dalı. İnsanlara, topluma bazı farkındalıkları kazandırmadaki rolü ve önemi tartışılmaz. Bu doğrultuda Sabancı Vakfı’nın altı sene önce hayata geçirdiği ve her sene küresel çapta farklı bir soruna dikkat çektiği Kısa Film Yarışması’nın çok kıymetli buluyorum. Her yıl sinemaya gönül vermiş yüzlerce kişinin, toplumsal bir sorun için farkındalık oluşturmak adına kendi hikayelerini yaratmalarına fırsat veren Sabancı Vakfı’nın birçok kurum ve kuruluşa örnek olmasını diliyorum. Bu yıl organizasyonun bir parçası olarak sinemaya gönül vermiş sanatçıların yanlarında olmaktan çok mutlu oldum. Uluslararası arenada ses getiren işlere imza atmış ve benim de filmlerini beğenerek takip ettiğim yönetmenler Michel Franco ile Blerta Basholli, Nordik sinemasının etkili oyuncularından İzlandalı Aktör Ingvar Sigurðsson ve sevgili Melikşah Altuntaş ile birlikte aynı jüride yer almak çok keyifli bir deneyim oldu. Ayrıca bu yıl yarışmada ilk kez sosyal etki ödülü veriliyor ki bunun da toplumsal farkındalık kazandırma açısından çok değerli olduğunu düşünüyorum.
Yeni kuşağın yıldızlarından biri olarak, gençlerin ortaya çıkardığı işleri nasıl değerlendirirsiniz?
Günümüzde gençlerin ortaya koyduğu yenilikler nedense bana çok daha kıymetli geliyor. Çünkü yeni kavramının çok hızlı tüketildiği bir çağda, bu kadar dikkat dağıtıcı unsur varken bizleri şaşırtacak çok az şey kaldı gibi hissediyorum artık. O yüzden bir şeylere şaşırmak çok değerli bunu başarabilen arkadaşları çok takdir ediyorum.
Çok genç yaşta oyunculuğu seçmişsiniz. Kimdi sizi oyunculuğa özendiren kişi?
Dayım. Tiyatro oyuncusuydu. Kendi özel bir ekibi vardır tiyatro yaptığı. Onların provalarına, kulis anlarına tanıklık ederek büyüdüm. O dünyanın bir parçası olmaya hep çok özenmişimdir çocukken.
‘Bir Başkadır’ın yönetmeni Berkun Oya ile iş birliğiniz uzun yıllara, konservatuar yıllarınıza dayanıyor, değil mi?
Aynen öyle. Konservatuvar son sınıf öğrencisiyken yollarımız kesişti. ‘Güzel Şeyler Bizim Tarafta’ oyununun seçmelerine katıldım ve oyuna dahil oldum. Oyunumuz birkaç sene devam etti. Derken 2019 yılında da ‘Bir Başkadır’ için birlikte çalışma fırsatım oldu.
10 yıl sonra yeniden birlikte çalışmak nasıldı?
Zaten aklına fikrine hayran olduğum bir insan Berkun Oya. Yazdığı şeyler bir oyuncunun sonsuz bir keyifle oynayacağı şeyler oluyor genelde. Tekrar bu fırsatı elde etmek çok güzeldi benim için.
‘Bir Başkadır’a dönersek, dizi sansasyon yarattı. Diziyi seyretmeyen kalmadı. Tartışmalar aldı başını gitti… Serinin bu kadar popüler olacağını tahmin etmiş miydiniz?
Hayır tahmin etmemiştim gerçekten. Kendi küçük çevremde çok beğenileceğini ve konuşulacağını ön görüyordum. Ama etkisinin bu kadar geniş bir spektruma yayılması şaşırttı ve aynı zamanda çok mutlu etti beni. Çünkü sektör için bu çok umut vadeden bir şey.
Dijital platformlar endüstriye nasıl bir etki ediyor sizce?
Olumlu etkileri var. Daha özgür ve sansürsüz bir alan. Birtakım otoritelerin dokunamadığı bağımsız bir mecra. Zaten ancak bu koşullarda sanatsal bir üretimden bahsedebiliriz.
Şöhret sizin için ne anlama geliyor?
Şöhret çok üstünde durduğum bir kavram değil. Hayatımı öyle yaşamıyorum. Mesleğe ilk başladığım yıllardan itibaren yaşayış biçimim de çevremde çok değişmedi.
Hem tiyatro sahnesinin tozunu yutmuş hem beyaz perdede ve beyaz camda yer alan bir oyuncu olarak hangi alan size daha keyif veriyor?
Bazı büyük ustalara göre oyunculuğun yeri, farkı filan olmaz ama benim için ikisi biraz başka deneyimler. Hem teknik hem hissiyat anlamında. Ama ikisini de çok keyif alarak yapıyorum.