Gila BENMAYOR
20 yıl Bilgi Üniversitesi’nde, sanat ve kültür ekonomisi, ticaret teorisi, para teorisi, spor ekonomisi dersleri veren ekonomist Prof. Aylin Seçkin ile depremin 10 ilimizi sarstığı gün buluştuk.
Aylin Seçkin, Kadıköy Suadiye’de kentsel dönüşüme kalbi kırılarak teslim ettiği evini terk etmeden önce düzenlediği, davetli olduğum halde katılamadığım “protest, avant garde” sanat etkinliğini heyecanla anlatıyor:
“Evimin yıkılmasını, bahçede gönülden bağlı olduğum 30 kadar ağacın kesilmesini durduramadım. ‘Evimden ayrılmanın üzüntüsünün sanatla atlatabilirim’ diye düşündüm. Kentsel dönüşümün yol açtığı kültürel tahribata karşı sanatın iyileştirici, birleştirici gücünü ortaya koymak istedim. Yıkıma karşı sanat”.
Aylin Seçkin, ekonomist Schumpeter’in 1950’lerde ortaya attığı bir kavram olan “yaratıcı yıkım” mottosuyla tanıdığı, tanımadığı farklı disiplinlerden sanatçılara sosyal medya üzerinden çağrıda bulunuyor.
“Gelin yıkılmakta olan evimin duvarlarını boyayın, müzik yapın, şarkı söyleyin”.
Neticede “Mete Apartmanı Performansları”na 20 sanatçı katılıyor ki aralarında ünlü ressam Genco Gülan, sokakları boyamasıyla bilinen grafitti sanatçı Leo Lunatic, piyanist İklim Tamkan gibi isimler var.
DUVARLAR TABLOYA DÖNÜŞÜYOR
Yıkılacak olan evin duvarları tablolara dönüşüyor.
“Boydan boya sanat sanatının en güzel örnekleriyle donatılmış Berlin Duvarı yıkıldığında insanlar yıkık parçaları anı diye saklamışlardı. Benim evin duvarlarından da anı parçaları olacak” diyor Seçkin.
Etkinlik süresince davetliler sanat eserleri arasında rock’tan piyano eşliğinde opera aryalarına kadar müzik dinliyorlar, dans ediyorlar.
Bu arada etkinliğin 4,5 saatlik bir belgeseli çekiliyor.
Belgeselin kısa versiyonu yurt dışı dahil çeşitli sanat platformlarında gösterilecek.
“Evime veda sanatla olmalıydı” diyen Aylin Seçkin, Kadıköy, Bağdat civarında yıllardır devam eden kentsel dönüşüme itirazında çok haklı.
Deprem odaklı olmayan kentsel dönüşüme hepimizin itirazı var ama o ayrı konu.
“Benim evim sağlam. Kentsel dönüşüm kapsamına alınması o kadar anlamsız ki. Tek nedenin rant olduğunu biliyoruz”.
Ekonomist olarak kaynakların Batı’ya akıtılmasına, sermayenin, müteahhitlerin İstanbul’a odaklanmalarına karşı.
Büyük yıkıma neden olan Kahramanmaraş depremine dikkat çekerek “Sağlam evim yıkılacağına fay hattındaki çürük binalar yıkılsın. Devlet önceliklerini bilmeli” diyor.

SANAT ESERLERİNİN ENFLASYONA KARŞI KORUDUĞUNU İSPAT ETTİK
Aylin Seçkin Türkiye’de sanat piyasasını en iyi bilen isimlerden biri.
Onunla “yıkıma karşı sanatı” konuşmak üzere buluşuyoruz ancak ona yıllar önce Doç. Dr. Erdal Atukeren ile birlikte hazırladığı Türkiye sanat piyasası için ilk fiyat endeksini sormadan edemiyorum. 2006 yılında Paris’te Pompidou Sanat Merkezini gezerken aklına düşen sanatın ekonomideki yeri sorusunun peşine düşüyor.
“1989 yılından 2006 yılına kadar Türkiye’deki müzayede satışlarının verilerinden yola çıkarak Türkiye piyasası için bir fiyat endeksi oluşturduk. Yıllık faize, dövize ya da eve göre sanata yatırımın dönüşü ne olmuş diye baktık. Endeksi buna göre oluşturduk” diye anlatıyor. Sonuçta endeks, sanata yatırımın enflasyona karşı en iyi koruyan araçlardan biri olduğunu ortaya çıkartmış.
1980’li yıllarda sanata yatırım yapan Erol Aksoy, Halil Bezmen gibi isimler kendilerini böyle korumuşlar. Bugüne gelirsek 2020 yılından bu yana kimileri evlere hücum ederken, kimi koleksiyoner de sanat eserleri almaya başlamış.
Sadece İstanbul’da değil Adana’da, İzmir’de yeni yeni sanat eserini güvenilir bir yatırım aracı olarak görmeye başlayan koleksiyonerlerin sayısında artış varmış.
Türkiye’deki toplam koleksiyonerlerin sayısı ne kadar? “Yılda 100 bin dolar civarında parayı sanata yatıran yani aktif olarak piyasada olan 200’den fazla koleksiyoner olduğunu sanmıyorum” diyor.
“Dünyanın 17. ekonomisi olarak sanat piyasasında dünyada en alt sıralardayız. Piyasanın binde 1’i bile değiliz” diye ekliyor.
2021 yılında dünyada 17 milyar dolar değerinde sanat eserinin el değiştirdiğini hatırlatalım.
Seçkin’in tahminine göre, Türkiye’de bugünkü sanat piyasası 60- 70 milyon dolar civarında.
Sanatın ekonomideki yeri açısından yolumuz uzun.
Bu yüzden Seçkin’in öncelikle hedeflerinden biri “Küçük Bütçeli Koleksiyoner Nasıl Olunur” rehberi hazırlamak.